Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
"Dağ başını duman almış
Gümüş dere durmaz akar..."
Türkeli'ne kâfir dolmuş
Dadaş ağlar, uşak ağlar, er ağlar!
Efkâr efkâr üstüne basmış da Mustafa'yı,
Küsüvermiş ne varsa düşmanına, dostuna
Sürüvermiş takayı bir kâbus diyarından...
Ayrılık bir şey değil çekilir dostum, amma...
Bir sevinç incilemiş gözleri yaşlar yerine,
İzi üstünde gül açmış kapanan her yaranın.
Bir bahar yağmuru halinde derinden derine
Çağlıyor her yanı alkışla yeşil Marmara'nın.
Bu misafirdir, inan memleketin neyse varı,
Böyle bir yüz mü görür bir daha fâni ömrün?
Gelin ay Bahr-i...
Benim için sonbahar olur sanki geceler
Göremezsem seni eğer bitanem
Taki sabah olupta dışarıya çıktığın zaman
Bir nar çiçeği gibi açarsın gül tanem
O zaman görmez gözlerim ne ay ne güneşi
Şevkinle ürişan olur aydınlanır dünyam
Oturur yolunu beklerim bıkmadan usanmadan
Görebilmek için o güzel...
Hemen herkesin mevsim dönüşlerinde hissettiği bahar yorgunluğuna bağlı şikayetleri yeterli besin alınmaması, vitamin ve minerallerin eksik kalması, tiroid bezinin fonksiyon bozuklukları, kalpte ritim bozuklukları, kronik hastalıklar ve aşırı sigara kullanımı gibi faktörler arttırırken...
O günlerde bir ünlü ayak bastı Samsun'a,
Yürüdü etrafında ümitler suna suna.
Bu, ateşler içinde geçip gelmiş bir erdi,
Göğsünde toplanmıştı milyonla Türk'ün derdi,
Bu milyonla dert ona veriyordu başka hız,
Yürüdü arkasında genç, ihtiyar, kadın, kız.
O kimdir? Bakışları deniz...