Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Atatürk, 31 Ağustos 1922 günü muharebe meydanını gezerken şehitler arasında düşman topçu mermisinin açtığı çukura gömülmüş bir sancaktar görür. Bu aziz şehit, toprağın üstünde katılaşmış kolu ile sancağı dimdik tutmaktadır. Manzaradan etkilenen Başkomutan, savaş sonrasında yapılacak Anıt...
Bu anıt; 1912 yılında daha oğlu Mehmet 8 yaşında iken Balkan Savaşına katılmak için köyünden ayrılan, daha sonra sırasıyla Galiçya, Hicaz, Yemen, Kafkasyada 11 yıl cepheden cepheye koşarak çarpışan, Çetmili (Çetmi: Konya nın Beyşehir ilçesine bağlı bir kasabadır, günümüzde Akçabelen...
30 Ağustos Zaferi ve Türk askeri
30 Ağustos Zafer Bayramında tebrikleri kabul ederken söylemiştir:
Bu zaferi kazanan ben değilim. Bunu asıl, tel örgüleri hiçe sayarak atlayan, savaş meydanında can veren, yaralanan, kendini esirgemeden düşmanın üzerine atılarak Akdeniz yolunu Türk...
30 Ağustos Meydan Savaşı ve Şehit Asker Anıtı
Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Savaşı ve onun son dönemi olan 30 Ağustos Savaşı, Türk tarihinin en önemli bir dönüm noktasını oluşturur. Millî tarihimiz çok büyük ve Çok parlak zaferlerle doludur. Fakat Türk milletinin burada kazandığı...
Batı Cephesi ve Birinci İnönü Savaşı
Birinci İnönü Meydan Savaşı, Devrim Tarihimizin çok önemli, çok verimli bir sayfasıdır. Gelecek kuşaklar ve bütün dünya bu sayfayı araştırıp inceledikçe, Türk inkılâbını yapan bugünkü Türk ordusunu ve bu orduyu bağrından çıkaran bugünkü Türk topluluğunu...
ATATÜRK'ÜN DEPREM ANISI
Yıl 1896. 15 yaşındaydım. Manastır Askeri İdadisi 1. sınıfa gidiyordum. Okulumuz iki katlıydı ve bizim sınıf üst kattaydı. Fizik dersindeydik. Birden sarsıntı oldu. Arkadaşlardan bazıları, hocam, deprem oluyor, dedi. Fizik öğretmenimiz tavanda sallanan lambaya baktı ve...
İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan ilin adıdır. 1989 yılında Orta Anadolunun gelişmesi maksadıyla alınan kararla Konya ilinden ayrılarak il olmuştur.[3] Karaman'ın Merkez İlçe, Ayrancı, Kazımkarabekir İlçelerinde akdeniz iklimine benzer karasal iklim, Ermenek, Başyayla, Sarıveliler İlçelerinde...
Ne Olacakk Halimm
Sen bu satırları okurken ben cok uzaklarda olacağım...
Böyle başlardı bütün bildiğimiz mektuplar,
Biliyormusun? Bu ikimizin hikayesi,
Şu anda nerdesin, ne yapmaktasın;
Bildiğim yerlerdemisin yoksa hiç görmediğim bir evin penceresinde mi,
Sevdiklerin özlemi sardımı nicedir...
Bu Sonu Önce Ben Yazdım
Kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
ayrılık sevgiyi hissettiğim ilk anda korkum oldu
seni bulup bulup yitirdim düşlerimde
sonra yeniden buldum yeniden yitirdim
bende kalacağın bir yarın kurgulayamadım
sevgiyi ve korkuyu birlikte yaşadım
bu yüzden bir daha...
Aşk, Ayrılık, Gözyaşı ve Ölüm
Tüm aşk sözcükleri beklemekten yoruldukları için teker teker fire vermeye başladılar sevgili.
Önce ilk sırayı aşk aldı. Ben olmasam diğerlerinin ne anlamı kalırdı ? dedi geceye kendinden emin tok bir sesle.
Gece şöyle bir silkindi uzun uzun aşkı seyrettikten...
UNUTTUM
Unuttum ben şarkıları,türküleri de
Son şarkı sendin yüreğimde
Sevda artığı anılar içimde
Gitme,ya da götür beni de....
Unuttum ben dalları çiçekleri de
Son çiçek sendin bahçemde
Umut artığı acılar içimde
Gitme,ya da götür beni de....
ALINTI: AYTÜL KAHRAMAN...
Bu halkın başında bir kahraman var,
Şan onundur ama millete yarar.
Haklıdır bu şandan korksa düşmanlar
Dostlardan da varmış tiksinen, niçin?
Arttıkça bu dâhi Türk'ün şöhreti
Dağılan milletin arttı vahdeti
Sulhta da faydalı böyle kuvveti
Yıpratmak daha harp bitmeden niçin...
Gölgen bir nur işledi güneşe vardığı gün;
Seni gördük sesimiz Hak'ka yalvardığı gün,
Seni gördük bir mazi dağları sardı ses ses,
Bir Akdeniz dalgası buldu içinde herkes...
Sana çıkar bu yurdun ararsak son yolu da,
Kutlu bir Tanrı oldun güzel Anadolu'da.
O kadar eskisin ki şimdi...
Şöyle bir doğruldu Mustafa Kemâl
Kıratının üstünde göklere doğru
Dağlar arasından yükselen
Tunçtan bir heykele benziyordu.
Bakışları vardıkça mesafeler ötesine
Belliydi kaynaştığı gözlerinde
Masmavi okyanus dalgalarına benzer
Düşünce dalgalarının,
Zafer, diyordu da...
İsmini eserinle nakşettin hatırlara,
Bir zaferi yâd için kurulan taklar gibi.
Senden bahsedecektir asırlar asırlara,
Mukaddes bir duayı anan dudaklar gibi.
Yurdumu çalmak için gelen cihangirleri
Önünde secdelere getirmiştin o zaman,
On dört milyon insana vurulan zincirleri...
Ey neftî gölgesinden uzanıp birkaç dalın
Şeref rüyalarına dalan yeşil Çankaya!
Nasıl kanatlarını sakladın o kartalın,
Nasıl yettin yıllarca onu barındırmaya?
O ki sarsıntısından taçlar düşerdi taçlar,
Nasıl saydın korkmadan göğsünün çarpışını?
Nasıl ateş almadı onu görmüş...
İHTİYARLAR KOROSU
Yol kapalı, yol uzun, tanyeri karanlık,
Yürür Atatürk elinde ışık...
Geceler mi çöktü? Karalar mı bastı?
Çatılar mı göçtü? Damlar mı yıkık?
Yetişir Atatürk imdâda o zaman,
Atatürk başta o zaman
İşte Atatürk o zaman büyük.
ANALAR KOROSU
Hey çelik göğüslü...