halukgta
Onursal Üye
- Katılım
- 20 Ocak 2014
- Mesajlar
- 260
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
Allah Kuran da, nelerin haram olduğunu saymış ve bunların dışında her temiz şey sizler için helaldir demiştir. Bugün Allah ın saydığı haramların dışında, fıkıh inancının Müslüman toplumuna dayattığı, tek tırnaklı, çift tırnaklı, yırtıcı kuşlar, denizden çıkan kalamar, karides, midye, ıstakoz türü şeylerinde haram olduğu anlatılır. BU BİLGİLERİN TAMAMI, YAHUDİLERİN İNANÇLARINDAN BİZLERE GEÇMİŞTİR.
Allah Kuran da kadınların ay halinde, ibadet yapamayacağını, oruç tutamayacağına hükmetmemiştir. Bu yasak YAHUDİLERİN İNANCINDAN, BİZLERİN MEZHEPLERİN BEŞERİ FIKIH İNANCINA GEÇMİŞTİR.
Hz. Âdem in eşinin ismi, HAVVA ismiyle Kuran da geçmez. Daha doğrusu Allah ın elçilerinin eşlerinden, isim olarak bahsedilmez. Onun içinde Hz. Âdem den bahsederken, onun eşi diye geçer. İLGİNÇTİR BUGÜN NEREDEYSE HEPİMİZ, HZ ÂDEMDEN BAHSEDERKEN, EŞİNİN HAVVA OLDUĞUNU SÖYLERİZ. BU BİLGİDE YAHUDİLERİN ELLERİNDEKİ, TAHRİF EDİLMİŞ KİTAPLARINDA GEÇER. NEDEN BU BİLGİLERİ SORGULAMA GEREĞİ DUYMUYORUZ? YOKSA DİN VE İMAN ADINA, SORUMLU OLDUĞUMUZ KİTAPLARIMI KARIŞTIRDIK.
Yahudi inancında dinin kaynağı, yalnız Tevrat değildir. Yazılı yani Tevrat, rivayet yoluyla sözlü kendilerine ulaşmış inanç, fıkıh inançları olan TALMUD olduğu kabul edilir. Bu inanç sistemi de bizlere Yahudilerden geçmiş ve dinin ana kaynakları olarak, yalnız Kuran yetersiz görülmüş ve sözlü rivayet yoluyla ulaşan bilgiler ve mezheplerin FIKIH inancıda dinin temel ana kaynakları olarak kabul edilmiştir. Yahudilerin inncına lütfen bakar mısınız, aynı yanlış inancı günümüzde bizlerde benzerini yaşıyoruz TORA, YAHUDİLERİN ÇOK ÖNEM VERDİĞİ, TEVRATIN BİR ANLAMDA BENZERİ OLAN, TALMUDUN YİNE YAHUDİLERCE ÖNEMLİ BİR DİNSEL ANLATIMIDIR. HATTA BAZI GÖRÜŞLERDE, TEVRATTAN ÖNCE GELİR. BU KONUDA SÖYLENENLERE GÖRE TEVRAT (YAZILI TORAH), TALMUD (SÖZLÜ TORAH) YANİ KANUNLARIN NASIL UYGULANACAĞININ SÖZLÜ İFADESİDİR.
Kuran zina yapan erkek ya da kadın ayırmadan, nasıl bir ceza verileceğinden bahseder ve anlatır. Bu konuda apaçık ayet olduğu halde, hala zinanın cezası aslında Kuran dada RECM EDİLMEKTİ AMA KURAN A GEÇMEDEN KAYBOLMUŞ, diyecek kadar Kuran a saygısızlık yapıyoruz. ZİNANIN RECM, YANİ TAŞLANARAK ÖLDÜRME İNANCI, YAHUDİLERİN İNANÇLARIDIR VE NE YAZIK Kİ BU İNANÇ ONLARDAN BİZE GEÇMİŞTİR. TABİ AÇIKÇA KURAN A SAYGISIZLIK YAPARAK. Hâlbuki Allah, Kuran ı biz koruyoruz ve hiçbir eksik yoktur dediği halde, Allah ın kelamını dinlemek yerine, Yahudi inançlarını, Kuran ın önüne geçirmekten çekinmiyoruz.
Erkeklerin sünnet olma konusu, Kuran da tek kelime bile geçmez, bahsedilmez. BU İNANÇTA MÜSLÜMAN TOPLUMLARINA YAHUDİLERİN İNANÇLARINDAN GEÇMİŞTİR. İlginçtir, Müslüman olmak isteyen bir kişiye erkekse, önce Müslüman olmak istiyorsan sünnet olmalısın denmektedir. Ne kadar ilginç ve düşündürücü değil mi sizce. ALLAH IN BİZLERİ SORUMLU TUTTUĞU KURAN DA, TEK KELİME BİLE GEÇMEYEN BİR HÜKÜM, NASIL OLUR DA MÜSLÜMAN OLMANIN İLK ŞARTI OLUR.
Herhangi bir Müslüman a sorduğunuzda, insanların canını alan meleğin adı nedir deseniz, hiç düşünmeden AZRAİL diye cevap verir. Hâlbuki AZRAİL ismi Kuran da hiç geçemez. Kuran da insanların canını alan melek, ölüm meleği diye geçer. Ne yazık ki bu isimde, Yahudilerin FIKIH inancından, Yahudi din âlimlerinin/hahamların yazdığı kitaplarda geçer. Daha da ilginç olanı, rivayet edilen hadislerde bile Azrail ismi geçmez. Bakın bu konuda bir örnek. İbn Hacer el-Askalânî fetvâlarında diyor ki: Âyet-i kerime ve hadîs-i şeriflerde melekül-mevt (ölüm meleği) diye geçer. Ölüm meleğine Azrâil ismi verilmesi insanlar arasında meşhur olmuştur.
Camilerde kadın ve erkeklerin, ayrı yerlerde ibadet etme geleneği de Yahudilerden bizlere geçmiştir. Yahudilerde sinagoglarda, ayrı yerlerde ibadet ederlerdi. Yahudilerde kadınlar ve erkekler bir arada oturmaz. Kadınların yeri genelde, arka bölümde yer alır. Erkek ve kadın arasında perde ile kapatılırdı. Günümüz Yahudileri bu adaletsiz ve yanlış inancı terk etmiş, kadınlar ve erkekler kendilerine ayrılan yerlerde oturmaya başlamışlardır. Bu inancında bizlere, Yahudilerden geçtiği çok açıktır. Çünkü Kuran ın böyle bir emri asla yoktur. Hatta rivayet edilen hadislerde, erkeklerin kadınları görebildiğinden bahsedilir.
Hatim, baştan sona okunma anlamındadır. Allah Kuran ı anlayarak ve yavaş yavaş okumamızı, üzerinde düşünmemizi ister. Kısa bir zaman içinde, baştan sonuna kadar okuyup bitirmek, yani hatim etmek, Kuran ı okuma amacına uygun değildir. Kuran ı okumamızdaki amaç, sindire sindire ayetlerin ne anlattığını kavramaktır asıl amaç. Onun için Kuran bir seferde indirilmemiştir. İslam da Kuranı hatmetme, hatim indirme âdeti gelenek ve anlayış olarak, Yahudilikten alınmadır. YAHUDİLİKTE SİMRA TARA ADIYLA ANILAN BU GELENEK DE, TEVRAT HER YIL BİR KEZ HATMEDİLİR OKUNUR VE BUNUN SONUNDADA BAYRAM YAPILIRDI. Abdurrahman Küçük-Günay TümerDinler Tarihi.
Birlikte yaşayan iki erkek kardeşten birisi, oğlu olmadan ölürse, diğer kardeşin yengesiyle evlenmesi gerektiği geleneği, hala bazı bölgelerimizde uygulanmaktadır. BU İNANÇTA YAHUDİ İNANCIDIR, KANIMIZA KADAR İŞLEMİŞ, AMA FARKINDA BİLE DEĞİLİZ. Bakın kendi kitaplarında bu konu ile ilgili ne diyor.
Yas.25: 5 Birlikte oturan kardeşlerden biri oğlu olmadan ölürse, ölenin dulu aile dışından biriyle evlenmemeli. Ölenin kardeşi dul kalan kadına gidecek. Onu kendine karı olarak alacak, ona kayınbiraderlik görevini yapacak.
Kuran kadının ya da erkeğin, iffetli ve namuslu olmasının öneminden, birçok ayetinde bahseder. Ama kadının kızlık zarından ve evlenirken kız olduğuna dair, bu zarın kanamasının gerektiğinden bahsetmez. Çünkü bazı kadınlarda bu zar kolay yırtılmaya bilir, doğumda yırtılabilir. Bu yüzden yeni evlilerin yuvalarının yıkıldığını hepimiz duyarız. İŞTE BU GERDEK GECESİ KANLI ÇARŞAF GELENEĞİ DE, NE YAZIK Kİ YAHUDİLERDEN BİZLERİN İNANCINA GEÇMİŞTİR. Bakın kitaplarında ne yazar.
YASANIN TEKRARI 22:/16- Kadının babası ileri gelenlere, Kızımı bu adamla evlendirdim ama o kızımdan hoşlanmıyor diyecek, Şimdi kızımı suçluyor, onun erden (kız) olmadığını söylüyor. İşte kızımın erden olduğunun kanıtı! SONRA ANNE-BABA KIZLARININ ERDEN (KIZ) OLDUĞUNU KANITLAYAN YATAK ÇARŞAFINI İLERİ GELENLERİN ÖNÜNE SERİP GÖSTERECEKLER.
Loğusa kadın belli bir süre yalnız bırakılmaz. Çocuk bezleri dışarıya gündüz asılmaz, çocuk yalnız bırakılmaz. Doğumdan sonra 40 gün anne ve çocuk dışarı çıkmaz. Loğusanın bulunduğu yere süpürge, sopa, kesici aletler, soğan, sarımsak konur. Al karası, yani alkansı çocuklara zarar verir bunu önlemek için, bunlar yapılır diye inanılır. HÂLBUKİ BU İNANÇTA YAHUDİLERDEN, FARKLI ŞEKİLLERE BÜRÜNEREK, BİZLERİN İNANCINA GEÇMİŞTİR. Yahudiler Âdem in ilk eşinin Havva olmadığı, ilk eşinin LİLİTH diye birisi olduğu, ama Hz. Âdem ile anlaşamadığı için ayrıldığına inanırlar. Bu bilgiler Yahudilerin FIKIH kitaplarında geçer. Daha sonra Kuran da ismi geçmeyen, bizlerinde inancına girmiş, Havva anamızla evlendiğine inanırlar. LİLİT de kıskançlığından, Âdem ve Havva nın soyundan doğacak çocukları, öldüreceğini söylediğine inanılır. Bu konudaki inançlarına bakalım şimdide.
İnanışa göre kötü bir ifrit haline gelen Lilith, gece hava karanlıktan sonra, yeni doğum yapmış evlere girerek, loğusa kadınların bebeklerini boğmaktadır. Bu sebeple günümüzde bazı Museviler arasında bir adet olarak, Loğusa kadın akşamları evde yalnız kalmaz ve akşamları çamaşır ipinde çocuk bezi bırakılmaz, çünkü bunları gören Lilithin, o evde çocuk olduğunu anlamasından endişe edilir.
Allah kadın saçlarını örtmelidir, ya da çarşaf giymelidir şeklinde asla bir emir Kuran da vermemiştir. Bu inanç YAHUDİLERİN İNANÇLARINDA VARDIR VE ORADAN BİZLERE GEÇMİŞTİR. HATTA KADIN ÇARŞAF GİYMELİ VE PEÇE TAKMALIDIR DİYE İNANIRLAR.
Kuran, erkek ve kadının yaratılış olarak topraktan, balçıktan yaratıldığını söyler bizlere. Yani kadının yaratılışının, erkekten farkı olmadığını, özellikle kadının Âdem in yaratıldığı gibi yaratıldığını açıkça söylediği halde, bizler günümüzde Kuran ın açıklamalarına değil, YAHUDİLERİN İNANCINDA OLAN, KADIN ÂDEMİN KABURGA KEMİNDEN YARATILMIŞTIR, SÖZLERİNE İNANIRIZ.
Kuran da, asla geleceği iddia edilen, MEHDİ VE DECCAL ile ilgili bir bilgi yoktur. Ama İslam toplumlarının genel çoğunluğu, Müslümanları kurtarıcı olarak MEHDİNİN GELECEĞİNE İNANDIRMIŞLARDIR. BU BİLGİYİ KURAN ASLA ONAYLAMAZ. ÇÜNKÜ MEHDİ VE DECCAL İNANCI, YAHUDİLERİN İNANCIDIR VE BİZLERİN İNANCINA SOKULMUŞTUR.
İslam Fıkıh inancının öğretisinde, Allah Kuran ın yanında, elçisine Kuran gibi hükümler koyma yetkisinin verildiği anlatılır. Aslında bu inançta Yahudilerin Fıkıh inancı TALMUD DA GEÇER VE BU İNANÇ YAHUDİLERDEN BİZE GEÇMİŞTİR.
Gayri matluv vahiy inancı.( Peygambere Tevrat dışından gelen vahiy) Hahamlara göre Musaya Tevratın bir benzeri verilmiştir. O da Talmuddadır.
İslam toplumunda farkında olmadığımız öyle inançlar vardır ki, Yahudilerin FIKIH inancı TALMUD da geçer. Yahudilerin bazı inançlarını sizlere yazmak istiyorum. Bazı inançlarımızın nereden geldiğini, o zaman çok daha iyi anlayacaksınız.
Muska yapma inancı. Ayrıca el içinde göz biçiminde bir simge olan hemse de Yahudilerden geçmedir. Kâbenin çevresinde 7 kez dönmek. Hoşana Rabba töreninde havranın çevresinde 7 kez dönülür. Kutsal dil inancı. Tevrat geleneksel olarak İbranice okunur. Kutsanan yalnızca İbranicesidir. Ezgili okuma. Tevrat ezgili okunur, sallanarak okunur. Tıpkı geleneksel Kur an okumaları gibi. İbranicesinden Tevrat okumanın sevap olduğu inancı da aynen Yahudilerden bize geçmiştir.
Camilerde takılan takkede, namazdan sonra çekilen tespih, Kuran ın emri değil, YAHUDİ İNANÇLARINDAN BİZLERE GEÇMİŞTİR.
HAREMLİK SELAMLIK OTURMA İNANCIDA, YAHUDİ FIKIH İNANCIDIR. Kuran açıkça eş, dost, arkadaş ve akrabalarımızda birlikte oturmamızda, yemek yememizde bir sakınca yoktur diye açıkça bildirmiştir. Ne yazık ki Kuran ın önüne, batıl Yahudi inançları geçirilmiştir, ama farkında olan bile yok.
Ruhbanlık Yahudi geleneğidir. Dini ve Allah ın kitabını, yalnız HAHAMLARIN ANLAYABİLECEĞİNİ ve dinin onların tek elinde olduğuna inanırlar. İslam inancında ruhbanlık olmadığı halde, bu inanç bizlere de Yahudilerden geçmiş ve Kuran ı herkesin anlayamayacağı, çok özel hocaların, şeyhlerin, efendilerin veli kişilerin anlayacağı söylenerek, Allah ın yasakladığı RUHBAN SINIFINI, İSLAM İNANCINA SOKMUŞLARDIR.
Bu konularda söylenecek çok şeyler var ama bizler, her şeyin Kuran da olamayacağına inanmaya devam ettiğimiz sürece, inancımıza Yahudilerinde, Hristiyanların da inançlarının karışması önlenemez. Elimizde tertemiz, arı duru, berrak sorumlu olduğumuz kolaylaştırılmış bir kitap var. Ona sarılacağımıza, ellerimizle zorlaştırdığımız ve nereden geldiğinden emin olmadığımız bilgilerin ardına düşüyoruz.
Bizler aldanmak ve kandırılmak istemiyorsak, Allah ın uyarılarına dikkatle uymalıyız. Allah sizleri yalnız Kuran dan hesaba çekeceğim diye hükmünü verdiyse, Allah sözünde durandır unutmayalım. Asla Kuran da bahsetmediği, hükmetmediği hiç bir şeyden hesap sormayacağını, aklımızdan çıkarmamalıyız.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
hakyolkuran
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/
Allah Kuran da kadınların ay halinde, ibadet yapamayacağını, oruç tutamayacağına hükmetmemiştir. Bu yasak YAHUDİLERİN İNANCINDAN, BİZLERİN MEZHEPLERİN BEŞERİ FIKIH İNANCINA GEÇMİŞTİR.
Hz. Âdem in eşinin ismi, HAVVA ismiyle Kuran da geçmez. Daha doğrusu Allah ın elçilerinin eşlerinden, isim olarak bahsedilmez. Onun içinde Hz. Âdem den bahsederken, onun eşi diye geçer. İLGİNÇTİR BUGÜN NEREDEYSE HEPİMİZ, HZ ÂDEMDEN BAHSEDERKEN, EŞİNİN HAVVA OLDUĞUNU SÖYLERİZ. BU BİLGİDE YAHUDİLERİN ELLERİNDEKİ, TAHRİF EDİLMİŞ KİTAPLARINDA GEÇER. NEDEN BU BİLGİLERİ SORGULAMA GEREĞİ DUYMUYORUZ? YOKSA DİN VE İMAN ADINA, SORUMLU OLDUĞUMUZ KİTAPLARIMI KARIŞTIRDIK.
Yahudi inancında dinin kaynağı, yalnız Tevrat değildir. Yazılı yani Tevrat, rivayet yoluyla sözlü kendilerine ulaşmış inanç, fıkıh inançları olan TALMUD olduğu kabul edilir. Bu inanç sistemi de bizlere Yahudilerden geçmiş ve dinin ana kaynakları olarak, yalnız Kuran yetersiz görülmüş ve sözlü rivayet yoluyla ulaşan bilgiler ve mezheplerin FIKIH inancıda dinin temel ana kaynakları olarak kabul edilmiştir. Yahudilerin inncına lütfen bakar mısınız, aynı yanlış inancı günümüzde bizlerde benzerini yaşıyoruz TORA, YAHUDİLERİN ÇOK ÖNEM VERDİĞİ, TEVRATIN BİR ANLAMDA BENZERİ OLAN, TALMUDUN YİNE YAHUDİLERCE ÖNEMLİ BİR DİNSEL ANLATIMIDIR. HATTA BAZI GÖRÜŞLERDE, TEVRATTAN ÖNCE GELİR. BU KONUDA SÖYLENENLERE GÖRE TEVRAT (YAZILI TORAH), TALMUD (SÖZLÜ TORAH) YANİ KANUNLARIN NASIL UYGULANACAĞININ SÖZLÜ İFADESİDİR.
Kuran zina yapan erkek ya da kadın ayırmadan, nasıl bir ceza verileceğinden bahseder ve anlatır. Bu konuda apaçık ayet olduğu halde, hala zinanın cezası aslında Kuran dada RECM EDİLMEKTİ AMA KURAN A GEÇMEDEN KAYBOLMUŞ, diyecek kadar Kuran a saygısızlık yapıyoruz. ZİNANIN RECM, YANİ TAŞLANARAK ÖLDÜRME İNANCI, YAHUDİLERİN İNANÇLARIDIR VE NE YAZIK Kİ BU İNANÇ ONLARDAN BİZE GEÇMİŞTİR. TABİ AÇIKÇA KURAN A SAYGISIZLIK YAPARAK. Hâlbuki Allah, Kuran ı biz koruyoruz ve hiçbir eksik yoktur dediği halde, Allah ın kelamını dinlemek yerine, Yahudi inançlarını, Kuran ın önüne geçirmekten çekinmiyoruz.
Erkeklerin sünnet olma konusu, Kuran da tek kelime bile geçmez, bahsedilmez. BU İNANÇTA MÜSLÜMAN TOPLUMLARINA YAHUDİLERİN İNANÇLARINDAN GEÇMİŞTİR. İlginçtir, Müslüman olmak isteyen bir kişiye erkekse, önce Müslüman olmak istiyorsan sünnet olmalısın denmektedir. Ne kadar ilginç ve düşündürücü değil mi sizce. ALLAH IN BİZLERİ SORUMLU TUTTUĞU KURAN DA, TEK KELİME BİLE GEÇMEYEN BİR HÜKÜM, NASIL OLUR DA MÜSLÜMAN OLMANIN İLK ŞARTI OLUR.
Herhangi bir Müslüman a sorduğunuzda, insanların canını alan meleğin adı nedir deseniz, hiç düşünmeden AZRAİL diye cevap verir. Hâlbuki AZRAİL ismi Kuran da hiç geçemez. Kuran da insanların canını alan melek, ölüm meleği diye geçer. Ne yazık ki bu isimde, Yahudilerin FIKIH inancından, Yahudi din âlimlerinin/hahamların yazdığı kitaplarda geçer. Daha da ilginç olanı, rivayet edilen hadislerde bile Azrail ismi geçmez. Bakın bu konuda bir örnek. İbn Hacer el-Askalânî fetvâlarında diyor ki: Âyet-i kerime ve hadîs-i şeriflerde melekül-mevt (ölüm meleği) diye geçer. Ölüm meleğine Azrâil ismi verilmesi insanlar arasında meşhur olmuştur.
Camilerde kadın ve erkeklerin, ayrı yerlerde ibadet etme geleneği de Yahudilerden bizlere geçmiştir. Yahudilerde sinagoglarda, ayrı yerlerde ibadet ederlerdi. Yahudilerde kadınlar ve erkekler bir arada oturmaz. Kadınların yeri genelde, arka bölümde yer alır. Erkek ve kadın arasında perde ile kapatılırdı. Günümüz Yahudileri bu adaletsiz ve yanlış inancı terk etmiş, kadınlar ve erkekler kendilerine ayrılan yerlerde oturmaya başlamışlardır. Bu inancında bizlere, Yahudilerden geçtiği çok açıktır. Çünkü Kuran ın böyle bir emri asla yoktur. Hatta rivayet edilen hadislerde, erkeklerin kadınları görebildiğinden bahsedilir.
Hatim, baştan sona okunma anlamındadır. Allah Kuran ı anlayarak ve yavaş yavaş okumamızı, üzerinde düşünmemizi ister. Kısa bir zaman içinde, baştan sonuna kadar okuyup bitirmek, yani hatim etmek, Kuran ı okuma amacına uygun değildir. Kuran ı okumamızdaki amaç, sindire sindire ayetlerin ne anlattığını kavramaktır asıl amaç. Onun için Kuran bir seferde indirilmemiştir. İslam da Kuranı hatmetme, hatim indirme âdeti gelenek ve anlayış olarak, Yahudilikten alınmadır. YAHUDİLİKTE SİMRA TARA ADIYLA ANILAN BU GELENEK DE, TEVRAT HER YIL BİR KEZ HATMEDİLİR OKUNUR VE BUNUN SONUNDADA BAYRAM YAPILIRDI. Abdurrahman Küçük-Günay TümerDinler Tarihi.
Birlikte yaşayan iki erkek kardeşten birisi, oğlu olmadan ölürse, diğer kardeşin yengesiyle evlenmesi gerektiği geleneği, hala bazı bölgelerimizde uygulanmaktadır. BU İNANÇTA YAHUDİ İNANCIDIR, KANIMIZA KADAR İŞLEMİŞ, AMA FARKINDA BİLE DEĞİLİZ. Bakın kendi kitaplarında bu konu ile ilgili ne diyor.
Yas.25: 5 Birlikte oturan kardeşlerden biri oğlu olmadan ölürse, ölenin dulu aile dışından biriyle evlenmemeli. Ölenin kardeşi dul kalan kadına gidecek. Onu kendine karı olarak alacak, ona kayınbiraderlik görevini yapacak.
Kuran kadının ya da erkeğin, iffetli ve namuslu olmasının öneminden, birçok ayetinde bahseder. Ama kadının kızlık zarından ve evlenirken kız olduğuna dair, bu zarın kanamasının gerektiğinden bahsetmez. Çünkü bazı kadınlarda bu zar kolay yırtılmaya bilir, doğumda yırtılabilir. Bu yüzden yeni evlilerin yuvalarının yıkıldığını hepimiz duyarız. İŞTE BU GERDEK GECESİ KANLI ÇARŞAF GELENEĞİ DE, NE YAZIK Kİ YAHUDİLERDEN BİZLERİN İNANCINA GEÇMİŞTİR. Bakın kitaplarında ne yazar.
YASANIN TEKRARI 22:/16- Kadının babası ileri gelenlere, Kızımı bu adamla evlendirdim ama o kızımdan hoşlanmıyor diyecek, Şimdi kızımı suçluyor, onun erden (kız) olmadığını söylüyor. İşte kızımın erden olduğunun kanıtı! SONRA ANNE-BABA KIZLARININ ERDEN (KIZ) OLDUĞUNU KANITLAYAN YATAK ÇARŞAFINI İLERİ GELENLERİN ÖNÜNE SERİP GÖSTERECEKLER.
Loğusa kadın belli bir süre yalnız bırakılmaz. Çocuk bezleri dışarıya gündüz asılmaz, çocuk yalnız bırakılmaz. Doğumdan sonra 40 gün anne ve çocuk dışarı çıkmaz. Loğusanın bulunduğu yere süpürge, sopa, kesici aletler, soğan, sarımsak konur. Al karası, yani alkansı çocuklara zarar verir bunu önlemek için, bunlar yapılır diye inanılır. HÂLBUKİ BU İNANÇTA YAHUDİLERDEN, FARKLI ŞEKİLLERE BÜRÜNEREK, BİZLERİN İNANCINA GEÇMİŞTİR. Yahudiler Âdem in ilk eşinin Havva olmadığı, ilk eşinin LİLİTH diye birisi olduğu, ama Hz. Âdem ile anlaşamadığı için ayrıldığına inanırlar. Bu bilgiler Yahudilerin FIKIH kitaplarında geçer. Daha sonra Kuran da ismi geçmeyen, bizlerinde inancına girmiş, Havva anamızla evlendiğine inanırlar. LİLİT de kıskançlığından, Âdem ve Havva nın soyundan doğacak çocukları, öldüreceğini söylediğine inanılır. Bu konudaki inançlarına bakalım şimdide.
İnanışa göre kötü bir ifrit haline gelen Lilith, gece hava karanlıktan sonra, yeni doğum yapmış evlere girerek, loğusa kadınların bebeklerini boğmaktadır. Bu sebeple günümüzde bazı Museviler arasında bir adet olarak, Loğusa kadın akşamları evde yalnız kalmaz ve akşamları çamaşır ipinde çocuk bezi bırakılmaz, çünkü bunları gören Lilithin, o evde çocuk olduğunu anlamasından endişe edilir.
Allah kadın saçlarını örtmelidir, ya da çarşaf giymelidir şeklinde asla bir emir Kuran da vermemiştir. Bu inanç YAHUDİLERİN İNANÇLARINDA VARDIR VE ORADAN BİZLERE GEÇMİŞTİR. HATTA KADIN ÇARŞAF GİYMELİ VE PEÇE TAKMALIDIR DİYE İNANIRLAR.
Kuran, erkek ve kadının yaratılış olarak topraktan, balçıktan yaratıldığını söyler bizlere. Yani kadının yaratılışının, erkekten farkı olmadığını, özellikle kadının Âdem in yaratıldığı gibi yaratıldığını açıkça söylediği halde, bizler günümüzde Kuran ın açıklamalarına değil, YAHUDİLERİN İNANCINDA OLAN, KADIN ÂDEMİN KABURGA KEMİNDEN YARATILMIŞTIR, SÖZLERİNE İNANIRIZ.
Kuran da, asla geleceği iddia edilen, MEHDİ VE DECCAL ile ilgili bir bilgi yoktur. Ama İslam toplumlarının genel çoğunluğu, Müslümanları kurtarıcı olarak MEHDİNİN GELECEĞİNE İNANDIRMIŞLARDIR. BU BİLGİYİ KURAN ASLA ONAYLAMAZ. ÇÜNKÜ MEHDİ VE DECCAL İNANCI, YAHUDİLERİN İNANCIDIR VE BİZLERİN İNANCINA SOKULMUŞTUR.
İslam Fıkıh inancının öğretisinde, Allah Kuran ın yanında, elçisine Kuran gibi hükümler koyma yetkisinin verildiği anlatılır. Aslında bu inançta Yahudilerin Fıkıh inancı TALMUD DA GEÇER VE BU İNANÇ YAHUDİLERDEN BİZE GEÇMİŞTİR.
Gayri matluv vahiy inancı.( Peygambere Tevrat dışından gelen vahiy) Hahamlara göre Musaya Tevratın bir benzeri verilmiştir. O da Talmuddadır.
İslam toplumunda farkında olmadığımız öyle inançlar vardır ki, Yahudilerin FIKIH inancı TALMUD da geçer. Yahudilerin bazı inançlarını sizlere yazmak istiyorum. Bazı inançlarımızın nereden geldiğini, o zaman çok daha iyi anlayacaksınız.
Muska yapma inancı. Ayrıca el içinde göz biçiminde bir simge olan hemse de Yahudilerden geçmedir. Kâbenin çevresinde 7 kez dönmek. Hoşana Rabba töreninde havranın çevresinde 7 kez dönülür. Kutsal dil inancı. Tevrat geleneksel olarak İbranice okunur. Kutsanan yalnızca İbranicesidir. Ezgili okuma. Tevrat ezgili okunur, sallanarak okunur. Tıpkı geleneksel Kur an okumaları gibi. İbranicesinden Tevrat okumanın sevap olduğu inancı da aynen Yahudilerden bize geçmiştir.
Camilerde takılan takkede, namazdan sonra çekilen tespih, Kuran ın emri değil, YAHUDİ İNANÇLARINDAN BİZLERE GEÇMİŞTİR.
HAREMLİK SELAMLIK OTURMA İNANCIDA, YAHUDİ FIKIH İNANCIDIR. Kuran açıkça eş, dost, arkadaş ve akrabalarımızda birlikte oturmamızda, yemek yememizde bir sakınca yoktur diye açıkça bildirmiştir. Ne yazık ki Kuran ın önüne, batıl Yahudi inançları geçirilmiştir, ama farkında olan bile yok.
Ruhbanlık Yahudi geleneğidir. Dini ve Allah ın kitabını, yalnız HAHAMLARIN ANLAYABİLECEĞİNİ ve dinin onların tek elinde olduğuna inanırlar. İslam inancında ruhbanlık olmadığı halde, bu inanç bizlere de Yahudilerden geçmiş ve Kuran ı herkesin anlayamayacağı, çok özel hocaların, şeyhlerin, efendilerin veli kişilerin anlayacağı söylenerek, Allah ın yasakladığı RUHBAN SINIFINI, İSLAM İNANCINA SOKMUŞLARDIR.
Bu konularda söylenecek çok şeyler var ama bizler, her şeyin Kuran da olamayacağına inanmaya devam ettiğimiz sürece, inancımıza Yahudilerinde, Hristiyanların da inançlarının karışması önlenemez. Elimizde tertemiz, arı duru, berrak sorumlu olduğumuz kolaylaştırılmış bir kitap var. Ona sarılacağımıza, ellerimizle zorlaştırdığımız ve nereden geldiğinden emin olmadığımız bilgilerin ardına düşüyoruz.
Bizler aldanmak ve kandırılmak istemiyorsak, Allah ın uyarılarına dikkatle uymalıyız. Allah sizleri yalnız Kuran dan hesaba çekeceğim diye hükmünü verdiyse, Allah sözünde durandır unutmayalım. Asla Kuran da bahsetmediği, hükmetmediği hiç bir şeyden hesap sormayacağını, aklımızdan çıkarmamalıyız.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
hakyolkuran
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/