AVRUPADA NELER OLUYOR
Yakıncağ avrupasında cadılarla ve büyücülerle mücadele ediliyor diye manevi değerlere inanan insanlar öldürüldü. Şeytana hizmet ettikleri ve büyü yaptıkları söylenirdi. Ancak onlar isa ve havarilerinden öğrendiklerini uyguluyorlardı. Böylece pek çok inanan insanlar şeytanla ve şeytani işlerle ilişkilendirildiler. Pek çok inanan insanı öldürdüler. Onlar cadılarla değil incilin manbevi dünyasıyla savaştılar. Yakıncağda yüzbinlerce insan cadı avı dedikleri uydurulmuş kuramla öldürüldü. Tanrıyla ve diniyle savaşanlar baştan doğru İncilleri kabul etmemişlerdi. Ama halk İncilleri örf ve adetlerinde yaşıyordu. Onlae lusifere (şeytana) karşı cephe almışlardı ve sırtlarını dünyaya dönen halklardı. Ama kendilerini inanan yerine koyan varlıklı ve din sömürgecileri bunu kullandılar. Ve kendilerini tanrı adına savaşı yerine koydular. Halbuki insanları ve halkları öldürenler asıl şeytanın taraftarlarıydı. Yıllarca baskıyla ve zulümle halkı tanrıdan zorla uzaklaştırdılar. Halkı maddeci, çıkarcı dinden uzak hale getirdiler. Falcı büyücü ve cadsılara başlatılan savaş gerçekte dine ve tanrıya başlatılmıştı. Ve savaşı başlatan şeytanın halkıydı. Bu savavş avrupada 300 yıl sürdü ve nice masum insanlar öldürüldü.İskoçyada Avrupada ki en eğitimli krallardan biri olan 6.James inanan halkların hallerinden öyle etkilenir ki kendisi inançsız olduğundan bu halkları devlet yönetimine tehdit olarak görür. O gün Jamesin tutumu bugün kü islamafobinin temel felsefesidir. Ve en yalın halidir. Hatta 6.james tanrı için çalıştığını ve inananlar için yazdığı kitabın adı ise şeytan ve büyücülükle ilgilidir. Kitabının adı iblis bilimidir. Avrupa tarihi de çok çarpıtılmış. Ve yalan üzerine kurulmuş. Avrupanın yakın çağı tam bir uydurma tarihtir. Avrupa halkını inançsızlaştırmak için yapılmıştır. Avrupa halkı tamamen gerçeklerden uzaklaştırıldı.
Avrupada birtakım şiddet ve terör olayları birileri tarafından kurgulanarak islama bağlıyorlar. Avrupa medyası da bu duruma çanak tutmaktadır. Güncel temalarında İslam ile terör bağdaştırılıyor. Avrupa gerilemesini ve ekonomik çöküntüsünden kurtuluşu artık ülkelerindeki göçmenleri postalamakta görüyor. Son yıllarda özellikle 11 eylül sonrası İslam ve yabancı düşmanlığının perçinleştiği Avrupada küresel egemenliği islama kaptırmama çabası hızla sürmektedir.
Avrupa'nın ırkçı partilerinin Türkiye planı: Yer Viyana. Tarih 14 Kasım. Fransa, Hollanda, Belçika, İsveç, Avusturya ve İtalya'nın aşırı sağcı partilerinin buluştuğu gizli toplantıda alınan karar: Türklerin AB'ye üye olmasını engelleme, Türk düşmanlığı, Avrupadaki Türkleri nasıl süreriz gibi pek çok konu planlarla ele alınmıştır.
Avrupada göç ve yabancı sorunu yaşanıyor. Yakında Amerikaya da sıçrayacak. Avrupa, zor günler geçiriyor. 2007 yılında Avrupa Birliğine tam üye olan Bulgaristan ve Romanya Avrupa Birliğinin en zayıf ekonomilerine sahip. Bu arada uzmanlar göç edecekler arasında birçok üniversite mezunu olduğunu bunun, ekonomilere katkı sağlayacak iş gücü olarak görülmesi gerektiğini belirtiyor. Ve AB aralarında tüm bu durumları engelleyici çalışmaları görüşüyorlar.
Yunanistanda işsizlik rekor seviyede, Japonyanın kamu borcu rekor seviyede, Ukraynada ekonomi çökmüş durumda.
Ukrayna'nın başkenti Kiev'de meydana gelen şiddet olayları balkan baharının başladığını göstermektedir. "Kiev sokaklarında meydana gelen şiddet olayları Hükümete karşı olurken asıl hedef mevcut devlet yapılanmasına ve Rusyaya da bir tepki olarak doğmaktadır. Rusya etkisindeki Ukrayna artık Rusya etkisinden kurtulmak istemektedirler.
Ukrayna'dan sonra hükümet karşıtı gösterilerin yeni adresi Bosna Hersek oldu. Bosna basını yaşananları "Bosna Baharı" olarak nitelendirirken, ülkenin dört bir yanından gelen protesto haberleri Bosna Hersek yönetimini endişelendiriyor. Bosna Hersekin kuzeydoğusundaki Tuzla kentinde işsizliğe tepki olarak başlayan hükümet karşıtı gösteriler Saraybosna, Zenitsa, Bihaç ve Banya Lukaya sıçradı. Tuzla kentinde bir hükümet binasına yumurta ve taşla saldıran göstericiler binayı ateşe verdi.
Ukraynada isyan Rusyaya karşıdır. Rusya lideri Putin değişimi bastırmaya çalışmaktadır. Ukrayna'da yaşanan siyasi kriz nedeniyle parçalanması halinde, Kırım'ın Türkiye'ye katılacağı iddiaları netliğe kavuştu.
Ukraynada AB taraftarları ve Rusya taraftarları oluştu. Günlerdir ABye hayır diyen Ukrayna başbakanı eleştiriliyor. Halk ikiye ayrılmış durumda Rusya taraftarları ve Rusya karşıtları oluştu. Aynı durumu Gürcistan meclisinde de gördük. Rusya artık sevilmiyor ve istenmiyor. İngiltere-Fransa-Rusyanın şekillendirdiği dünya ve kurulan kanunsuz ve bozuk düzen artık isyanları mecbur kılmaktadır.
Rusya'nın başkenti Moskova'da temaslarda bulunan Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den 15 milyar dolarlık yatırım ve yüzde 33'e varan doğal gaz indirimi aldı. Küresel güçler destekçilerine sürekli yardım yapıyor ve sürekli birilerini kurtarmaya çalışıyor. Ancak bu kendi batışlarını getirecektir.
Rusyada muhaliflerin hapis cezasına tepkiler büyüyor Moskovada duruşmada tansiyon yüksekti. Duruşma salonu dışında toplanan sanık yakınları ile aralarında Pussy Riot üyeleri ve muhalif liderlerin de bulunduğu destekçiler kararı protesto etti. Eylemde yaklaşık 200 kişi gözaltına alındı. Ülke çapında protestolar 6 Mayıs 2012de Vladimir Putinin üçüncü dönem cumhurbaşkanlığı görevine başlamasıyla patlak vermişti. Rusya da putin ve eski yönetim karşıtı gösteriler hızla artarak devam edecektir.
Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu Başkanı Vladimir Konstantinov, ülkedeki olayların daha da tehlikeli boyutlara ulaşması durumunda, Kırım'ın Ukrayna'dan ayrılmasının gündeme gelebileceğini söyledi. Konstantinov, Ukrayna'daki krizde birçok Avrupa ülkesinin aktif rol oynadığını belirterek, sokak olaylarının iç savaş başlattığını söyledi.
Ukrayna'nın başkenti Kiev'de bir ayı aşkın süredir devam eden olayların şiddeti hat safhaya ulaşmış durumda. Ukrayna balkan baharının öncüsü durumundadır.
Ukraynanın başkenti Kievde devam eden hükümet karşıtı gösteriler ülke çapına yayılarak komşu ülke Polonyayı etkilemeye başladı. Bu anlayış Avrupaya yayılacak. Özgürlük isteyen halklar baskıcı yönetimlerin altında ezilmek istemiyor. Demokrasi, kalkınma, refah istiyor. Halk kendi kendilerini yönetmek ve hizmet istiyor.
AB ile Rusya arasında Ukrayna çekişmesi yaşanıyor. Ukraynada Rus yanlısı heykeller yıkılıyor. Rusya Ukraynaya 15 milyar dolar yardım sözü vermişti. Yardımlarını askıya aldı. Bu arada AB ukraynaya 50 milyar dolar yardım kararı aldı. Putin AByi uyarıyor. Ukraynada halk Rusya yanlısı ve karşıtları olarak iki kutuplaşma halindedir. Ukraynaya ABde sahip çıkmak istiyor. Rusya da sahip çıkmak istiyor. Bu çekişme tüm balkanlara yayılacak gibi görünüyor.
Rusya artık sevilmiyor ve istenmiyor. Balkanlarda ve Kafkaslarda egemenliğini yavaş yavaş kaybedecek olan Rusyaya şimdiden tepkiler başladı. Rusya egemenliğini reddeden Ukrayna halkından sonra Gürcistan meclisinden de aynı söylemler yükseldi.
Ukraynada AB taraftarları ve Rusya taraftarları oluştu. Günlerdir ABye hayır diyen Ukrayna başbakanı eleştiriliyor. Halk ikiye ayrılmış durumda Rusya taraftarları ve Rusya karşıtları oluştu. 'Bize bir adım gelene koşarak gideriz' diyen Putin egemenliğini kaybetmek istemiyor.Rusya'nın başkenti Moskova'da temaslarda bulunan Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den 15 milyar dolarlık yatırım ve yüzde 33'e varan doğal gaz indirimi aldı. Küresel güçler destekçilerine sürekli yardım yapıyor ve sürekli birilerini kurtarmaya çalışıyor. Ancak bu durum kaçınılmaz olarak kendi batışlarını getirecektir.
Rusyada Putin yönetimine karşı gösteri düzenleyenlere dava açarak demokrasiyi bastırdılar. Putin en baskıcı yönetim anlayışını taşımaktadır. En bozuk anlayışı taşıyan putin yönetimi en baskıcı ve yozlaşmış anlayışını dünyada sergileyecek ve dünyaca batıl ve haksız bir anlayışa sahip olduğunu gösterecektir. Yeryüzü halkı Rusya yönetiminin ne kadar insani anlayıştan uzak olduğunu görecektir. Ve dünya kamuoyunda değerini tamamen yitireceklerdir.
Kırım'da parlamento ve başbakanlık binasını işgal eden Rusya yanlısı silahlı grupların eylemi de devam ediyor.Ukrayna'daki Rusya yanlılarının haklarını koruyacağını duyuran Rusya, Ukrayna sınırındaki ordu birliklerine acil tatbikat için hazırlık emri vermişti.Ukrayna Parlamentosu da son afla serbest bırakılan siyasi mahkumların aklanmasını öngören yasayı kabul etti.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama, Kırım'daki durumdan çok endişe duyuyoruz. Ukrayna'nın Kırım bölgesinde, Rusya yanlısı silahlı kişilerin hükümet binalarını işgal ettiği yönündeki gelişmelerden haberdarız. Durumu yakından izliyoruz. Ukrayna'nın içindeki ve dışındaki tüm tarafları, itidalli olmaya, gerginliği artıracak ve Ukrayna'nın egemenliğini etkileyecek davranışlardan kaçınmaya çağırıyoruz" ifadesi kullanıldı.
ABD, Rusya'yı uyardı: Yanlış adım atma dedi. ABD Savunma Bakanı Hagel "Rusya, Ukrayna sınırındaki tatbikat konusunda şeffaf olmalı. Hassas bir dönemde yanlış yorumlanacak bir adım atmamalı" dedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün, Ukrayna sınır hattını kapsayan Ordu birliklerinin hazırlık seviyesinin test edilmesi için acil bir tatbikat emri verdi."Rusya Ukrayna sınırındaki tatbikat konusunda şeffaf olmalı. Hassas bir dönemde yanlış yorumlanacak bir adım atmamalı" uyarısında bulundu. ABD'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü güçlü şekilde desteklediğini ve tüm ülkelerden Ukrayna'nın egemenliğine saygı göstermelerini ve provokasyonlardan kaçınmalarını beklediğini söyledi.
NATO'dan Putin'e 'Kırım' uyarısı yapıldı. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Rusya'yı Ukrayna'da gerilimi tırmandıracak adımlar atmaması konusunda uyardı. Ukrayna'nın özerk bölgesi Kırım'da parlamento ve başbakanlık binasının Rusya yanlısı silahlı gruplar tarafından işgal edilmesi NATO'da da endişe yarattı. Rasmusmen."Kırım'daki gelişmeler konusunda endişeliyim. Rusya'yı bölgede gerilimi tırmandıracak veya yanlış anlamalara yol açacak hareketlerden kaçınması yönünde uyardım" dedi.
Türkiye, Rusyanın Suriyede takındığı menfaate dayalı tavrın yanlış olduğunu söylemişti. Esadı kurtarmakla bir kazanç hesabındayken daha büyük zarara uğradı. Esad muhalifleri akıl almaz şekilde güçlendiler.
Rusya, Suriyede olduğu gibi Ukraynada yine aynı yolu tuttu. Rusyaya sürekli uyarılarda bulunan BM, NATO, Amerika, İngiltere gibi küresel güçler gerçekleri ve Rusyanın batıl tavrını yeni mi fark ettiler. Rusya, Ukraynadan daha ağır darbe alacak. Çünkü muhalif olaylar kendi ülkesine ve balkanlara da sıçrayacak.
Tanrı doğal süreçlerle batıl yönetimlerin hatasını gösteriyor. Daha yaşanacak çok şey var. Ve Rusya dünya kamuoyunda itibarsızlaşacak. Menfaat ve egemenlik saplantısına düşmüş olanlar insanlık ve evrensel değerler adına iyi şeyler yapamazlar. Bu tip anlayışa sahip yönetimler sürekli hata yapacaklar ve menfaatleri uğruna her şeyi yapacakları bilinmektedir. Ukraynaya ve kırıma silah ve asker yığmakla Rusya hedefine ulaşamaz. Halkların talebine cevap vermeyen ve halkları baskılayanlar kaybederler.
Tanrı gerçekleri açığa çıkarırken her şeyin doğal gerçekleşmesini de sağlıyor. İnançsız yönetimler bir bir düşecek. Rusya borsası bir günde yüzde on değer kaybetti. İkinci gün yüzde beş artık doğrulamayacak ve geri dönüşü olmayacak bir yola girdi. Rusya her geçen gün içten içe eriyecek.Tipik Rus siyaseti baskı kur, vur öldür artık bilinç uyanışı bu güçlülüğü başarılı kılmıyor. Gerçeklerin ortaya çıkmasıyla bir uyanış yaşanıyor. İnsanlar özgürlük ve adalet istiyor. Artık güç doğrulukta çünkü doğruluğun taraftarları çok ve güçlü olur. Yeryüzünde tanrı safına geçiş yaşanıyor. İnsanlar uyutulduğu, aldatıldığı ve baskılandığı için gerçeklerin farkında değillerdi. Artık şeytan taraftar toplayamıyor. Kirli anlayışını enjekte edemiyor.
Libyada Fransanın takındığı tavır ile Arjantinde İngilterenin takındığı tavır yanlıştı. Rusyanın Suriyede ve Ukraynada takındığı tavır ile Amerikanın İran ve Flitsinde takındığı tavır aynıydı. Zalim yönetimler sırayla yıkılacaklar. Halklar artık özgürlük ve yaşam istiyor. Bu güçlü istek küreselleştikçe küresel güçler zayıflayıp yok olacaklar. Hırsız ve baskıcı yönetimler yıkılacaklar. Küresel bir devrim yaşanıyor. Yerel bölgesel ve kıtasal da olsa bir bütünlük ve birliktelik içeriyor. Yeryüzü aynı anlayış ve kültürle doğal isyanı yaşıyor. Tanrı yeryüzünü değiştiriyor.
Yunanistan da ırkçı altın şafak partisi dış güçlerin ve eski düzenin destekçiliğini yapmaktadır. Kıbrısta bayrak krizini ve Kardak krizini gündeme getirerek yürüyüş yapanlar hala dünkü psikolojilerinden kopmamışlar. Babaları 1910larda Fransa ve İngilterenin kışkırtmasına uymuşlardı ve Anadoluya girmişlerdi. Aynı zihniyet bugün de düşmansı tavırları sergilemektedir.
İspanyada monarşi zor günler geçiriyor. Franco rejiminden parlamenter demokrasiye geçişi sağlayan ve bir askeri darbeye direnen Kral Juan Carlos bu duruşuyla hem İspanyolların hem de dünya kamuoyunun saygısını kazanmıştı. Ama zamanla gerçeğin tam tersi olduğu gözlendi. Aslında seçilmişleri yöneten darbeci bir anlayışın kuruluşunu yapmıştı. Prenses Cristina ve eş hakkındaki iddialar tahtı bir hayli yıprattı. Zor bir ekonomik krizden geçen ve işsizliğin tavan yaptığı ülkede kralın en küçük kızının ve eşinin çeşitli yolsuzluk ve kara para aklama davalarında adlarının geçmesi halkın daha da öfkelenmesine yol açtı. İspanyada monarşi karşıtı gruplar cumhuriyetin tekrar kurulmasını isterken bazıları da sosyal taleplerde bulunduİspanyanın monarşisi tamamen orta çağdan kalma bir kurumdur ve tamamen mafyanın koruması altındadır. Ülkedeki yolsuzlukların kilididir. İspanyada demokrasiye ihtiyaç vardır. Değişim İspanyada olduğu gibi Avrupaya yayılmaya başlayacaktır. Arap baharını Afrika baharı ve onu da Avrupa baharı takip ediyor. Avrupa baharı Ukrayna, Bosna hersek ve İspanya ile başladı.
İsviçre göçmen sayısına kota getirecek yasa teklifini için sandık başına gidiyor. İsviçredeki işçilerin üçte biri Avrupa pazarı için çalışıyor. Yılda ortalama 70 bin göçmen alan ülkede, göçmenler ülke nüfusunun yüzde 23ünü oluşturuyor. Gerileyen Avrupa ve ekonomik çöküntü yaşayan İsviçre içe çekilmek zorunda kalıyor.
Almanyada hamburgda çıkan olaylar, İspanyada hükümet karşıtlığı ve yaşanan ülkesel kaos dünyada küreselleşen değişime birer örnektir. Orta Afrika, Brezilya, Arjantin gibi ülkelerde çıkan olaylar dünyanın her yerinde gözlenmektedir. Devlet yönetimlerine sahip kötülerin egemenliği yıkılırken iyilerin egemenliği ve iyiliğin anlayışı yeryüzüne yerleşecektir. Bu değişim bir tanrı müdahalesidir. Ve tanrı yeryüzüne egemen kötülük üzerinden ayakta kalma felsefesini taşıyan iblis anlayışını yıkmaktadır. Tanrı uğruna insanlığın korunmasını isteyen baskılara maruz kalmış mazlum ve iyi insanlar evrensel değerlere sahiplenerek iyilik üzerinden yaşama anlayışı olan Tanrı anlayışının egemen olmasını istemektedirler.
Belçika, İngiltere, Fransa, Rusya ve ABD gibi ülkeler Türkiye ve Müslümanlara karşı ayrımcı ve kötü muamele etmektedirler.
Sömürgeciliğin babası olan Portekizde CHPli Kılıçtaroğlu Türkiyeyi yerden yere vurdu. Ülkeyi batakta gösteriyor. Adalet yok diyordu. Türkiyenin büyümesine ve özgürlüklerin artmasına inanmak istemeyenler ters bakış açılarını yaymak isteseler de bu onların körlüğünü açıkça göstermektedir.
Hollandada bir polisin Allahu ekber diyen birisi tarafından öldürülmesi büyük bir olay olarak abartılıyor. Hollanda da öldüren şahıs İslamcı, biz yıllarca öldük siz de ölün dediği söyleniyor. Milli güvenlik kurulunu toplayan İngiltere başbakanı David Kamarun ciddi tedbirler almak istediği imajını veriyor. Bu polisin öldürülmesi olayı gibi olaylar yaşanacaktır. Dünyayı iki kutuplu hale getiren ve mazlum islama saldıranlar aslında kendi sonunu hazırlamışlardır. Bu tür olaylar artacak ve küreselleşecek. Çok olaylar yaşanacak. İnananlar ve inanmayanlar mücadele edecek.
Geçmişte büyüyen Avrupa ülkeleri artık içe çekilmekte ve krizin etkisiyle çareyi kendilerini içe çekilerek korumakta bulmaktadırlar. Dün göçmen çağırırken, bugün ülkelerine gelen göçmenleri vuruyorlar. Demokratikleşmeyen ve gelecekte büyük zarar yaratacak bu durum kaçınılmaz bir kötü sonuça götürüyor. Sürekli daralmaları artarken vesayetin krallığı iyice bastırıyor. . Mesela İspanya, sınır polisinin göçmenlere plastik mermilerle ateş ederek boğulmalarına sebep olmaları. İspanya, Afrikadaki toprak parçası Ceutaya yüzerek geçmeye çalışan kaçak göçmenlere ateş edildiğini kabul etti. İtalyaya yakın bölgede göçmen gemilerinin batırılması gibi. Avrupadan bazı göçmenlerin sürülmeye çalışılması gibi mesela Fransa Romenleri göndermişti. Benzer hadiseler resmi olmadan diğer Avrupa ülkelerinde de yavaş yavaş gözleniyor.
Gelişmiş ülkeleri kriz kasıp kavururken, Afrikada ise olumlu gelişmeler meydana geliyor. Bundan ivedi şekilde faydalanmak gerekir çünkü bunun gibi bir fırsat treni çabucak kaçırılabilir.
Dünya borsaları yüzde 40 değer kaybedecek. Ama birden değil zaman alacak. Dünyada yaşanan olaylar ile ay ay bunları göreceğiz. Her ülke kendi içinde yaşam mücadelesi verecek.
Küresel kriz nedeniyle İngiltere ne olacak bizim halimiz demektedir. İngiltere Avrupa Birliğini suçlayarak gerekli adımları atmadılar istenenleri yerine getirmediler diye şikayetlendi. Belikli Avrupanın durumu direkt İngiltereyi etkilemektedir.
Rusya resesyona girmek üzere. Fransa ve Almanya batan Avrupanın ve para birimi euronun istikrarını ayakta tutmaya çalışmaktadır.
İtalyaya da ne güçlü vesayet varmış, başbakan dayanmıyor.
Güney sudanda orta Afrika cumhuriyetinde ve Afrikanın tüm ülkelerinde bağımsızlık mücadelesi yaşanıyor. Kötülerin egemenliği iyileri yıldırdı. Kötülerin yasaları insanlığa zara verdi. Mısır, Suriye, Irak, Afganistan ve tüm dünyada değişim mücadelesi Armegeddon savaşının başladığını doğrulamaktadır.
Bu arada Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler öncülüğünde düzenlenen bir toplantıda, Orta Afrika Cumhuriyeti için 500 milyon dolarlık yardım kararı alındı. Fransa, ABD, AB orta Afrika Cumhuriyetine silah yar5dımı yapıyor ve asker gönderiyor.
Müslümanların envai yollarla katledildiğini söyleyen Ousman, Kur'an sayfalarının yakılarak içkilere katıldığını belirtti. Fransa destekli Bozize iktidarını kaybedince öfkelendi. Sürgün edildikten sonra tekrar ülkeye gelerek Hristiyanları ve Katolikleri Müslümanlara karşı kışkırttı. Onlara sizin dininizi değiştirecekler' dedi. Ardından özgürlüklerinizi kısıtlayacaklar. Dedi Bunu yaparken de Fransa ve Hollanda gibi ülkelerde destek çıktı. Hristiyanlar, Müslümanları yamyam ve cani olarak görmeye başlamakla birlikte yönetimi ele geçirmelerini büyük tehlike' olarak yorumlamaya başladı.
Brezilya'nın simgelerinden dev Hz. İsa heykeline yıldırım düştü. Rio De Janeiro kentinde bulunan heykelin sağ eli hasar gördü. Yıldırımın düşüş anı, kameralar tarafından görüntülendi. Böylece Tanrının hristiyanlık adıyla yeryüzündeki mazlum halklara zulmeden kitleye bir mesajı verilmiş oldu. Hristiyanlık bir dinden öte menfaat birlikteliğine mistik bir gücün katıldığı bir karma birlikteliktir.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz'un İsrail Meclisi Knesset'te yaptığı konuşma deprem etkisi yaptı.Martin Schulz, hafta başında Ramallah'ta olduğu sırada genç bir Filistinlinin kendisine Bir İsrailli günde 70 litre su kullanırken, bir Filistinlinin neden sadece 17 litre su kullanabiliyor diye sordu. Verileri kontrol etmedim. Size bu doğru mu diye soruyorum dedi.Schulz, konuşmasında ayrıca, Filistinlilerin kendi geleceklerini kendi tayin etme ve eşitlik hakkı vardır. Barış içinde yaşamak ve serbest dolaşım hakkına sahip olmak istiyorlar diye konuştu.Bayit Hayehudi Partisi lideri Benet ve parti milletvekilleri ise Schulzun bu sözlerinin ardından öfkeyle genel kurul salonunu terk etti. Almanca konuşan Schulz'u sert bir dille eleştiren Benet "hele hele de bir Alman'dan ahlak konusunda öğüt dinlemeyi ve azar işitmeyi kabul edemem" dedi.
Küresel kriz sonrası değişen dünyada Müslümanlara karşı bir savaş ve katliam başladı. Vesayetçiler öldürerek değişime direnmektedirler. Mesela Orta Afrika cumhuriyetinde Bangui Havaalanında tahliye edilmeyi bekleyen Orta Afrika ve Çad uyruklu Müslümanlar, yaşadıklarını "Hristiyan militanlar, Müslümanlara karşı korkunç katliamlar işliyor. Müslümanları öldürüyor, işkenceye maruz bırakıyor, linç ediyor ve cesetleri yakıyorlar" sözleriyle ifade etti. İnsan hakları örgütleri, uluslararası topluma Orta Afrika Cumhuriyeti`nde Müslümanlara yönelik etnik temizlik operasyonlarının önüne geçilmesi için acilen müdahale etmesi yönünde çağrıda bulunmuştu.
Bir dönüşüm başladı. Beklenen bir değişim. Yıkım ve ardından gelen bir yenilenme. Batıl ölürken hak doğmakta bir aydınlanma ve büyük bir yenilik yaşanmaktadır.
Savaş ile gelenler varlıklarını savaş ile sürdüreceklerdir. Bu nedenle gasp, sömürgecilik ve savaş üzerinden küresel egemenliklerini kuranlar Arap baharıyla başlayan küresel değişim sürecini yine savaşarak ve bastırarak sürdürmeye çalışmaktadırlar. ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve İsrail gibi ülkeler 1.dünya savaşı sonrası küresel egemenliği sağlamışlardı ve bu ülkelerin sayesinde yeryüzünde kötü bir düzen kuruldu.
Evrensel değerlere sahip çıkan batılılar söylediklerini yapmıyorlar ve söylemediklerini yapıyorlar. İnsanlığı ve barışı koruyoruz derken savaş açıyorlar ve ahlaksız kültürleriyle insanlığa zarar veriyorlar.
Avrupa teröre özgürlük diyor. Erdoğan Avrupalı büyük elçilerle görüşüyor. Verilen bilgiler doğrultusunda bir rota çiziliyor ve Osmanlı uyanışının başladığı anlatılıyor.
Türkiyede Antalyada, İstanbul Taksimde başörtülü kadınlara saldırılar olmuştu. Benzeri Norveçte, Almanyada, İsveçte ve tüm dünya da görülmektedir. Fransa'nın doğusunda yer alan Metz'de, bebek arabasındaki çocuğuyla birlikte alışverişten dönen başörtülü genç anne de benzer saldırıya uğradı. Başörtüsünü çekerek açmaya çalışan saldırganların din düşmanlığı yaptıkları bir gerçektir.
Zaman hız çağı. Her şey çok çabuk değişiyor. Küresel algı küresel egemenlerin yönetiminden çıktı. Dünya tanrı kontrolünde serbest bir gündem yaşıyor. Küresel gündemi kirli planlarla yönetenler küresel algıyı ve bilinci yönlendiriyordu. Küresel vesayet kontrolü kaybetti. Gerçekler ortaya çıkarken halklar özgürlüklerini sağlayacaklar.