Dsng-Karagül
FCTS Üye
- Katılım
- 8 Nis 2014
- Mesajlar
- 47
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
ülkemizde bizzat Atatürkün direktifleriyle kurulan kurumların başında gelmektedir. Atatürk, özellikle Avrupa devletlerinin ders kitaplarında yer alan Türklerin ikinci sınıf bir millet oldukları (secondaire) iddialarına ve barbar deyimi kullanılarak bir istilacı kavim şeklinde gösterilmelerine karşılık, bunun böyle olmadığını ve cihan tarihinde en eski çağlardan beri hakiki yerinin ne olduğunun ve medeniyete ne gibi hizmetlerinin bulunduğunun araştırılması gerektiğine inanmaktaydı.
İşte bu sebeple, 28 Nisan 1930 tarihinde, Atatürkün de bizzat katıldığı Türk Ocaklarının VI. Kurultayının son oturumunda, Onun direktifleriyle, Âfet İnan tarafından 40 imzalı bir önerge sunulmuş ve Türk tarih ve medeniyetini ilmî surette tedkik etmek için hususi ve daimî bir heyetin teşkiline karar verilmesini ve bu heyetin azasını seçmek salahiyetinin Merkez heyetine bırakılmasını teklif ederiz denilmiştir.
Aynı gün Kurultayda yapılan görüşme sonucunda Türk Ocakları Kanununa, 84. madde olarak Merkez Heyeti, Türk tarih ve medeniyetini ilmî surette tedkik ve tetebbu eylemek vazifesiyle mükellef olmak üzere bir Türk Tarih heyeti teşkil eder şeklinde bir madde eklenmiştir. Bu karar çerçevesinde 16 üyeden oluşan bir Türk Tarihi Tedkik Heyeti teşkil edilmiş, heyet ilk toplantısını 4 Haziran 1930 tarihinde yapmış, Yönetim Kurulu ve diğer üyeleri seçmiştir. Yönetim Kurulu: Başkan Tevfik Bıyıklıoğlu, Başkanvekilleri Yusuf Akçura ve Samih Rıfat, Genel Sekreter Dr. Reşit Galip, Üyeler: Âfet İnan, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Hâmid Zübeyir Koşay, Halil Edhem, Ragıb Hulûsi, Reşid Safvet Atabinen, Zâkir Kadîrî, Sadri Maksudi Arsal, Mesaroş (Ankara Etnografya Müzesi uzmanı), Mükrimin Halil Yinanç, Vâsıf Çınar ve Yusuf Ziya Özerden teşekkül etmiştir. Bu heyet, Türk Tarihinin Ana Hatları adıyla yaptığı ilk çalışmayı yayımlamıştır.
Böylece temeli atılan Türk Tarih Kurumu, 29 Mart 1931 tarihinde Türk Ocaklarının VII. Kurultayında kapatılma kararı alınınca, bu defa 12 Nisan 1931de Türk Tarihi Tedkik Cemiyeti adı ile yeniden teşkilatlanmış ve 1930daki ilkeler temel alınarak faaliyetlerine devam etmiştir. Kurumun adı 1935 yılında Türk Tarihi Araştırma Kurumu olarak değiştirilmiş, daha sonra ise Türk Tarih Kurumuna çevrilmiştir.
Kurum bu dönem içerisinde dört ciltlik lise tarih kitaplarını, İsmail Hakkı Uzunçarşılının Anadolu Beyliklerini, bazı kazı raporlarını, Pîrî Reisin Kitâb-ı Bahriye ve haritasını basmış, 1937 yılından itibaren ise, adını bizzat Atatürkün koyduğu, BELLETEN yayın hayatına başlamıştır.
Atatürk, hayatının son dönemlerine kadar Kurumun çalışmalarıyla yakından ilgilenmiş, birçok defa çalışma planını kendisi tesbit etmiş ve birçok toplantıya bizzat katılmıştır. Onun bu Kuruma ve tarihe verdiği önem, 5 Eylül 1938de düzenlediği vasiyetnâme ile, İş Bankasındaki hisselerinin gelirinin yarısını Türk Tarih Kurumuna bağışlamasından anlaşılmaktadır. Nitekim Atatürkten sonra gelen bütün Cumhurbaşkanları da bir gelenek olarak Kurumun koruyucu başkanları olmuştur. 25 Mayıs 1940ta İçişleri Bakanlığınca onaylanan yeni cemiyetler kanununa göre yeniden düzenlenen tüzüğünün 2. maddesinde, Kurumun Reisicumhur İsmet İnönünün yüksek himayeleri altında bulunduğu hükmü yer almış, 3. maddesinde de, Maarif Vekili bu Kurumun fahrî reisidir denilmiştir. Kurum, Bakanlar Kurulunun 21 Ekim 1940 tarih ve 2/14556 sayılı kararnamesiyle Kamu Yararına Çalışan Dernekler arasına alınmıştır. Türk Tarih Kurumu, tüzelkişiliğe sahip olarak, 7 Kasım 1982de kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 134. maddesi ile kurulan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesine dahil edilmiştir. Türk Tarih Kurumu bu dönemden itibaren de ilk kuruluş amaçları doğrultusunda çalışmalarına devam etmiş ve etmektedir.
Madde 134. - Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılâplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymak amacıyla; Atatürk'ün manevî himayelerinde, Cumhurbaşkanının gözetim ve desteğinde, Başbakanlığa bağlı; Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluşan, kamu tüzelkişiliğine sahip "Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu" kurulur.
Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu için Atatürk'ün vasiyetnamesinde belirtilen mali menfaatler saklı olup kendilerine tahsis edilir.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun; kuruluşu, organları, çalışma usulleri ve özlük işleri ile kuruluşuna dahil kurumlar üzerindeki yetkileri kanunla düzenlenir.
Türk Tarih Kurumu, ilmî araştırma ve yayınları yanı sıra, ilki 2-11 Temmuz 1932 tarihlerinde toplanan ve belli aralıklarla günümüze kadar XVI.'sını gerçekleştirdiği milletlerarası nitelikte Türk Tarih Kongreleri yapmaktadır. 20-25 Eylül 1937 yılında Dolmabahçede yapılan II. Kongre, uluslararası nitelik kazanmış, yabancı bilim adamları da bu kongreye katılmışlardır. Bu Kongre, Türk tarihinin açıklanması ve belgelenmesi amacını gütmüştür. Ayrıca, Kongre dolayısıyla, tarih öncesinden Cumhuriyet dönemine dek yurdumuzda ve Ortadoğuda gelişen büyük uygarlıkları, maketler, mülajlar, resimler ve grafiklerle canlandıran bir sergi düzenlenmiş ve bu sergi Atamızın ölümüne dek Dolmabahçede kalmıştır.
Türk Tarih Kurumu bundan sonra da uluslararası nitelikte,
15-20 Kasım 1943te III.,
10-14 Kasım 1948de IV.,
12-17 Nisan 1956da V.,
20-26 Ekim 1961de VI.,
25-29 Eylül 1970te VII.,
11-15 Ekim 1976da VIII.,
21-25 Eylül 1981de IX.,
22-26 Eylül 1986da X.,
05-09 Eylül 1990da XI.,
12-16 Eylül 1994te XII.,
04-08 Ekim 1999da XIII.,
09- 13 Eylül 2002de XIV.,
11-15 Eylül 2006da XV.,
20-24 Eylül 2010'da XVI.
kongrelerini düzenlemiştir. Bu kongrelerde sunulan bildiriler kitap haline getirilmiş ve bunlardan XVI. kongreye kadar olanlar 48 cilt halinde basılmıştır.
Kuruluşundan başlayarak çalışmalarını eski Türk Ocağı Halkevleri binasında sürdüren Kurum, 1940 yılı sonlarında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde ayrılan bir bölüme geçmiştir. Ancak her gün zenginleşen kütüphanesi, çalışmaları ve gelişen basımevi dolayısıyla bu yer yetersiz kalmış, 12 Kasım 1967 günü, projesi Sayın Turgut Cansever tarafından çizilen bugünkü modern binasına taşınmıştır. Bu bina 1980 yılında Uluslararası Ağahan Mimarî Ödülünü almıştır.
Türk Tarih Kurumu, 2876 sayılı kanunda da belirtildiği üzere, 1931 yılındaki kuruluş gayesi olan Türk ve Türkiye tarihini ve bunlarla ilgili konuları, Türklerin medeniyete hizmetlerini ilmî yoldan incelemek, araştırmak, tanıtmak, yaymak ve yayımlar yapmak, bunlara dayanarak da Türk tarihini ve Türkiye tarihini yazmak konusunda çalışmalarını günümüze kadar sürdürmüş ve yayınlarını XXXI dizide toplamıştır. Bunlar içerisinde Tıpkıbasımlar, Türk Tarihinin Kaynakları, Kazı Raporları, Kongre Yayınları, Dünya Tarihi, Arşiv Belgeleri, Osmanlı Kronikleri, Halk İçin Tarih Yayınları, Türkçeleştirilmiş Osmanlı Metinleri, Kongre Yayınları ve Atatürk ve Yeni Türkiye dizileri sayılabilir. Bütün bu dizilerde başlangıçtan bu yana, dergiler dahil toplam 1400'e yakın eser yayımlanmıştır. 1937 yılından bu yana yayımlanan Belleten dergisinin Aralık 2010 itibariyle 271. sayısı çıkmıştır. Belgeler dergisinin ise 35. sayısı basılmıştır. Tarih Yıllığı'nın ise yayın hazırlıkları bitmek üzeredir.
Dergi yayıncılığı açısından bir önemli gelişme de 1988 yılında tek sayı çıkartılıp sürdürülemeyen Höyük dergisinin yeniden yayınlanmaya başlamasıdır.Arkeolojik kazıların değerlendirileceği ve yılda iki kez yayınlanacak olan Höyük'ün ikinci sayısı Temmuz 2010'da çıkartılmıştır.
Atatürkün direktifleriyle 22 Ağustos 1935te Kurumun kendi parası ve kendi elemanlarıyla başlattığı ilk kazı olan Alacahöyük Kazısından ayrı olarak Trakya ve Anadolunun çeşitli bölgelerinde arkeolojik araştırmalar sürdürülmüştür. Bu kazılardan çıkan eserler pek çok müzemizi süslemektedir. Bugün her yıl yaklaşık 20-25 kazıya maddî destek verilmektedir. Ayrıca 1996 yılından itibaren ilk defa yurtdışında, Kurum tarafından finanse edilen biri Kırgızistanın Tanrı Dağlarında Son-Kölde, diğeri Ukraynada Özi bölgesinde olmak üzere iki kazı daha başlatılmıştır. Öte yandan Çin İmparator günlükleri getirtilerek Türkçeye çevirisi yapılmaktadır. Yine Rusya Bilimler Akademisi Tarih Bölümü ile yapılan protokol çerçevesinde, Rusya arşivlerindeki Türk tarihine ait belgelerin kataloğu hazırlanmış ve belgelerin faksimile yayını için çalışmalar başlatılmıştır.
Türk Tarih Kurumu, amaçları doğrultusunda Türk tarihinin pek çok meselesine ışık tutmak maksadıyla ayrıca projeler desteklemektedir. Bunlardan Türkiyenin Sosyal ve Kültürel Tarihi, Başlangıçtan Günümüze Türk Dünyası Tarihi, Türk Sufilik Tarihi, Yozgat ve Çevresi Sosyal ve Ekonomik Tarihi, Sondaj Metoduyla Ordu ve Yöresi İktisadî Tarihi gibi kapsamlı olanlarını saymak mümkündür. Öte yandan Türk Tarih Atlası ile Türk Mimarî ve Sanat Eserleri envanter çalışmaları da sürdürülmektedir.
Türk Tarih Kurumunun ilmî çalışmalar için kurduğu kütüphane ise ülkemizin en zengin ihtisas kütüphanelerinden biridir. Yaklaşık 260.000 cilt kitabın bulunduğu kütüphaneye, değişim ve satınalma yoluyla en son yayınlar sağlanmakta, yurtdışında 243, yurtiçinde 75 kurum ve kuruluş ile değişim yapılmaktadır. Kütüphane bilgisayar ile hizmet vermektedir. Bilgisayarda ayrıca Türkiyenin en büyük kütüphanelerinin dataları da bulunmaktadır. Bunlarla toplam 519.000 kitap programda okuyucu tarafından taranabilmektedir. Ayrıca internet ile Dünyanın diğer kütüphanelerine ulaşmak mümkündür. Yine internet aracılığı ile yayınlarımız, kütüphanemize yeni gelen kitap ve dergiler araştırıcıların bilgisine sunulmaktadır.
Arşiv ve dokümantasyon açısından da Kurum hayli zengindir. Yakın zamanlar tarihi bakımından önemli arşiv belgeleri ve zengin bir Atatürk fotoğraf koleksiyonu bulunmaktadır. Burada da bilgisayar çalışmaları sürdürülmektedir.
Türk Tarih Kurumu, Osmanlı Öncesi ve Osmanlı Araştırmaları Uluslararası Komitesi (CIÉPO), Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Birliği (AIÉSEE), Uluslararası Tarih Bilimleri Komitesi (CISH), Uluslararası Askerî Tarih Komisyonu (CIHMC) ve Uluslararası Akademiler Birliği (UAI) gibi çeşitli uluslararası bilim kurullarının da üyesidir. Bunlardan Uluslararası Akademiler Birliğinin Türkiyedeki tek üyesidir.
İşte bu sebeple, 28 Nisan 1930 tarihinde, Atatürkün de bizzat katıldığı Türk Ocaklarının VI. Kurultayının son oturumunda, Onun direktifleriyle, Âfet İnan tarafından 40 imzalı bir önerge sunulmuş ve Türk tarih ve medeniyetini ilmî surette tedkik etmek için hususi ve daimî bir heyetin teşkiline karar verilmesini ve bu heyetin azasını seçmek salahiyetinin Merkez heyetine bırakılmasını teklif ederiz denilmiştir.
Aynı gün Kurultayda yapılan görüşme sonucunda Türk Ocakları Kanununa, 84. madde olarak Merkez Heyeti, Türk tarih ve medeniyetini ilmî surette tedkik ve tetebbu eylemek vazifesiyle mükellef olmak üzere bir Türk Tarih heyeti teşkil eder şeklinde bir madde eklenmiştir. Bu karar çerçevesinde 16 üyeden oluşan bir Türk Tarihi Tedkik Heyeti teşkil edilmiş, heyet ilk toplantısını 4 Haziran 1930 tarihinde yapmış, Yönetim Kurulu ve diğer üyeleri seçmiştir. Yönetim Kurulu: Başkan Tevfik Bıyıklıoğlu, Başkanvekilleri Yusuf Akçura ve Samih Rıfat, Genel Sekreter Dr. Reşit Galip, Üyeler: Âfet İnan, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Hâmid Zübeyir Koşay, Halil Edhem, Ragıb Hulûsi, Reşid Safvet Atabinen, Zâkir Kadîrî, Sadri Maksudi Arsal, Mesaroş (Ankara Etnografya Müzesi uzmanı), Mükrimin Halil Yinanç, Vâsıf Çınar ve Yusuf Ziya Özerden teşekkül etmiştir. Bu heyet, Türk Tarihinin Ana Hatları adıyla yaptığı ilk çalışmayı yayımlamıştır.
Böylece temeli atılan Türk Tarih Kurumu, 29 Mart 1931 tarihinde Türk Ocaklarının VII. Kurultayında kapatılma kararı alınınca, bu defa 12 Nisan 1931de Türk Tarihi Tedkik Cemiyeti adı ile yeniden teşkilatlanmış ve 1930daki ilkeler temel alınarak faaliyetlerine devam etmiştir. Kurumun adı 1935 yılında Türk Tarihi Araştırma Kurumu olarak değiştirilmiş, daha sonra ise Türk Tarih Kurumuna çevrilmiştir.
Kurum bu dönem içerisinde dört ciltlik lise tarih kitaplarını, İsmail Hakkı Uzunçarşılının Anadolu Beyliklerini, bazı kazı raporlarını, Pîrî Reisin Kitâb-ı Bahriye ve haritasını basmış, 1937 yılından itibaren ise, adını bizzat Atatürkün koyduğu, BELLETEN yayın hayatına başlamıştır.
Atatürk, hayatının son dönemlerine kadar Kurumun çalışmalarıyla yakından ilgilenmiş, birçok defa çalışma planını kendisi tesbit etmiş ve birçok toplantıya bizzat katılmıştır. Onun bu Kuruma ve tarihe verdiği önem, 5 Eylül 1938de düzenlediği vasiyetnâme ile, İş Bankasındaki hisselerinin gelirinin yarısını Türk Tarih Kurumuna bağışlamasından anlaşılmaktadır. Nitekim Atatürkten sonra gelen bütün Cumhurbaşkanları da bir gelenek olarak Kurumun koruyucu başkanları olmuştur. 25 Mayıs 1940ta İçişleri Bakanlığınca onaylanan yeni cemiyetler kanununa göre yeniden düzenlenen tüzüğünün 2. maddesinde, Kurumun Reisicumhur İsmet İnönünün yüksek himayeleri altında bulunduğu hükmü yer almış, 3. maddesinde de, Maarif Vekili bu Kurumun fahrî reisidir denilmiştir. Kurum, Bakanlar Kurulunun 21 Ekim 1940 tarih ve 2/14556 sayılı kararnamesiyle Kamu Yararına Çalışan Dernekler arasına alınmıştır. Türk Tarih Kurumu, tüzelkişiliğe sahip olarak, 7 Kasım 1982de kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 134. maddesi ile kurulan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesine dahil edilmiştir. Türk Tarih Kurumu bu dönemden itibaren de ilk kuruluş amaçları doğrultusunda çalışmalarına devam etmiş ve etmektedir.
Madde 134. - Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılâplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymak amacıyla; Atatürk'ün manevî himayelerinde, Cumhurbaşkanının gözetim ve desteğinde, Başbakanlığa bağlı; Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluşan, kamu tüzelkişiliğine sahip "Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu" kurulur.
Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu için Atatürk'ün vasiyetnamesinde belirtilen mali menfaatler saklı olup kendilerine tahsis edilir.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun; kuruluşu, organları, çalışma usulleri ve özlük işleri ile kuruluşuna dahil kurumlar üzerindeki yetkileri kanunla düzenlenir.
Türk Tarih Kurumu, ilmî araştırma ve yayınları yanı sıra, ilki 2-11 Temmuz 1932 tarihlerinde toplanan ve belli aralıklarla günümüze kadar XVI.'sını gerçekleştirdiği milletlerarası nitelikte Türk Tarih Kongreleri yapmaktadır. 20-25 Eylül 1937 yılında Dolmabahçede yapılan II. Kongre, uluslararası nitelik kazanmış, yabancı bilim adamları da bu kongreye katılmışlardır. Bu Kongre, Türk tarihinin açıklanması ve belgelenmesi amacını gütmüştür. Ayrıca, Kongre dolayısıyla, tarih öncesinden Cumhuriyet dönemine dek yurdumuzda ve Ortadoğuda gelişen büyük uygarlıkları, maketler, mülajlar, resimler ve grafiklerle canlandıran bir sergi düzenlenmiş ve bu sergi Atamızın ölümüne dek Dolmabahçede kalmıştır.
Türk Tarih Kurumu bundan sonra da uluslararası nitelikte,
15-20 Kasım 1943te III.,
10-14 Kasım 1948de IV.,
12-17 Nisan 1956da V.,
20-26 Ekim 1961de VI.,
25-29 Eylül 1970te VII.,
11-15 Ekim 1976da VIII.,
21-25 Eylül 1981de IX.,
22-26 Eylül 1986da X.,
05-09 Eylül 1990da XI.,
12-16 Eylül 1994te XII.,
04-08 Ekim 1999da XIII.,
09- 13 Eylül 2002de XIV.,
11-15 Eylül 2006da XV.,
20-24 Eylül 2010'da XVI.
kongrelerini düzenlemiştir. Bu kongrelerde sunulan bildiriler kitap haline getirilmiş ve bunlardan XVI. kongreye kadar olanlar 48 cilt halinde basılmıştır.
Kuruluşundan başlayarak çalışmalarını eski Türk Ocağı Halkevleri binasında sürdüren Kurum, 1940 yılı sonlarında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde ayrılan bir bölüme geçmiştir. Ancak her gün zenginleşen kütüphanesi, çalışmaları ve gelişen basımevi dolayısıyla bu yer yetersiz kalmış, 12 Kasım 1967 günü, projesi Sayın Turgut Cansever tarafından çizilen bugünkü modern binasına taşınmıştır. Bu bina 1980 yılında Uluslararası Ağahan Mimarî Ödülünü almıştır.
Türk Tarih Kurumu, 2876 sayılı kanunda da belirtildiği üzere, 1931 yılındaki kuruluş gayesi olan Türk ve Türkiye tarihini ve bunlarla ilgili konuları, Türklerin medeniyete hizmetlerini ilmî yoldan incelemek, araştırmak, tanıtmak, yaymak ve yayımlar yapmak, bunlara dayanarak da Türk tarihini ve Türkiye tarihini yazmak konusunda çalışmalarını günümüze kadar sürdürmüş ve yayınlarını XXXI dizide toplamıştır. Bunlar içerisinde Tıpkıbasımlar, Türk Tarihinin Kaynakları, Kazı Raporları, Kongre Yayınları, Dünya Tarihi, Arşiv Belgeleri, Osmanlı Kronikleri, Halk İçin Tarih Yayınları, Türkçeleştirilmiş Osmanlı Metinleri, Kongre Yayınları ve Atatürk ve Yeni Türkiye dizileri sayılabilir. Bütün bu dizilerde başlangıçtan bu yana, dergiler dahil toplam 1400'e yakın eser yayımlanmıştır. 1937 yılından bu yana yayımlanan Belleten dergisinin Aralık 2010 itibariyle 271. sayısı çıkmıştır. Belgeler dergisinin ise 35. sayısı basılmıştır. Tarih Yıllığı'nın ise yayın hazırlıkları bitmek üzeredir.
Dergi yayıncılığı açısından bir önemli gelişme de 1988 yılında tek sayı çıkartılıp sürdürülemeyen Höyük dergisinin yeniden yayınlanmaya başlamasıdır.Arkeolojik kazıların değerlendirileceği ve yılda iki kez yayınlanacak olan Höyük'ün ikinci sayısı Temmuz 2010'da çıkartılmıştır.
Atatürkün direktifleriyle 22 Ağustos 1935te Kurumun kendi parası ve kendi elemanlarıyla başlattığı ilk kazı olan Alacahöyük Kazısından ayrı olarak Trakya ve Anadolunun çeşitli bölgelerinde arkeolojik araştırmalar sürdürülmüştür. Bu kazılardan çıkan eserler pek çok müzemizi süslemektedir. Bugün her yıl yaklaşık 20-25 kazıya maddî destek verilmektedir. Ayrıca 1996 yılından itibaren ilk defa yurtdışında, Kurum tarafından finanse edilen biri Kırgızistanın Tanrı Dağlarında Son-Kölde, diğeri Ukraynada Özi bölgesinde olmak üzere iki kazı daha başlatılmıştır. Öte yandan Çin İmparator günlükleri getirtilerek Türkçeye çevirisi yapılmaktadır. Yine Rusya Bilimler Akademisi Tarih Bölümü ile yapılan protokol çerçevesinde, Rusya arşivlerindeki Türk tarihine ait belgelerin kataloğu hazırlanmış ve belgelerin faksimile yayını için çalışmalar başlatılmıştır.
Türk Tarih Kurumu, amaçları doğrultusunda Türk tarihinin pek çok meselesine ışık tutmak maksadıyla ayrıca projeler desteklemektedir. Bunlardan Türkiyenin Sosyal ve Kültürel Tarihi, Başlangıçtan Günümüze Türk Dünyası Tarihi, Türk Sufilik Tarihi, Yozgat ve Çevresi Sosyal ve Ekonomik Tarihi, Sondaj Metoduyla Ordu ve Yöresi İktisadî Tarihi gibi kapsamlı olanlarını saymak mümkündür. Öte yandan Türk Tarih Atlası ile Türk Mimarî ve Sanat Eserleri envanter çalışmaları da sürdürülmektedir.
Türk Tarih Kurumunun ilmî çalışmalar için kurduğu kütüphane ise ülkemizin en zengin ihtisas kütüphanelerinden biridir. Yaklaşık 260.000 cilt kitabın bulunduğu kütüphaneye, değişim ve satınalma yoluyla en son yayınlar sağlanmakta, yurtdışında 243, yurtiçinde 75 kurum ve kuruluş ile değişim yapılmaktadır. Kütüphane bilgisayar ile hizmet vermektedir. Bilgisayarda ayrıca Türkiyenin en büyük kütüphanelerinin dataları da bulunmaktadır. Bunlarla toplam 519.000 kitap programda okuyucu tarafından taranabilmektedir. Ayrıca internet ile Dünyanın diğer kütüphanelerine ulaşmak mümkündür. Yine internet aracılığı ile yayınlarımız, kütüphanemize yeni gelen kitap ve dergiler araştırıcıların bilgisine sunulmaktadır.
Arşiv ve dokümantasyon açısından da Kurum hayli zengindir. Yakın zamanlar tarihi bakımından önemli arşiv belgeleri ve zengin bir Atatürk fotoğraf koleksiyonu bulunmaktadır. Burada da bilgisayar çalışmaları sürdürülmektedir.
Türk Tarih Kurumu, Osmanlı Öncesi ve Osmanlı Araştırmaları Uluslararası Komitesi (CIÉPO), Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Birliği (AIÉSEE), Uluslararası Tarih Bilimleri Komitesi (CISH), Uluslararası Askerî Tarih Komisyonu (CIHMC) ve Uluslararası Akademiler Birliği (UAI) gibi çeşitli uluslararası bilim kurullarının da üyesidir. Bunlardan Uluslararası Akademiler Birliğinin Türkiyedeki tek üyesidir.