DuYGu
Emektar Admin
Geb ve Nut'un oğlu yeraltı dünyasının hakimi, ölümsüz yaşam için diriliş tanrısı, kural koyucu, koruyucu; ölülerin yargıcı lahitinin bulunduğu yer Abidosta kültünün oluştuğu yerdir. Osiris, Nut ve Gebin ilk çocuğuydu. Set, Nephthys ve İsisin kardeşiydi, aynı zamanda İsisin kocasıydı. Horus, İsis'ten oğluydu. Bir hikâyeye göre Nephthys, İsis gibi davranarak ve Osirisi baştan çıkarmış ve Anubisi doğurmuştur. Osiris adı bu tanrıya eski Yunanlılar'ın verdiği bir addır.Osirisin eski Mısırcadaki asıl adı gözün yeri anlamındaki As-ârdır ( ya da Usire). Bu ad, hiyeroglif yazısı ile yazılırken iki ideogram kullanılarak yazılır; kullanılan iki ideogramdan biri taht, diğeri gözdür.
Osiris başta erkeklerin dünyasının kural koyucusu olmuş ve Ra gökyüzüne kural koymak için dünyayı bıraktığında kardeşi Set, Osirisi öldürdü. İsisin sihri sayesinde tekrar yaşama döndü. İlk ölen yaşayan canlı olduğu için sonraları ölülerin lordu oldu. Oğlu Horus, onun ölümünün öcünü aldı. Seti yendi ve onu batı Mısırın çölüne (Sahra) gönderdi.
Tüm Mısır tarihi boyunca dualar ve büyüler Osirise yöneltilmişti, onu kutsayarak kendisinin kural koyduğu öbür dünyaya girmesi umulmuştu, özellikle Orta krallık döneminde popularitesi arttı. 18. sülale döneminde Mısırda en çok tapılan tanrı olmuştu. Osirisin popularitesi, Mısır tarihinin en son evrelerine kadar sürdü.
Mısır, tarihinin ilk dönemlerinde farklı kabilelerden, daha sonra da farklı nomoslardan oluştuğu için, Mısır panteonu çok sayıda tanrı ile doludur.Osiris ise Geb ve Nutun ilk oğlu yer altı dünyasının hakimidir. Geb ve nutun dört çocuğu olmuştur osiris isis seth ve nepht dir. Efsaneye göre osiris isise aşıktır. Yani isis hem osirisin eşi hem kardeşidir. Osiris tahta geçtikten sonra ilk yaptığı işlerden biri, ilkel bir hayat süren Mısırlıları uygarlaştırmak olmuştur. Osiris onlara ilk tarım araçlarını yapmayı, toprağı kullanmayı buğdayı ve üzümü yetiştirmeyi, ekmek, şarap ve bira yapmayı öğretmiştir. Ayrıca ilkel Mısırlılara ilk defa tapınak inşa etmeyi ve tanrılara tapmayı öğreten ve dini törenleri düzenleyen de Osiristir.. Osiris, şu an Louvre Müzesinde bulunan Amenmos Steline göre, bolluk ve bereket getiren bir doğa tanrısı özellikleri de taşımaktadır. Osiris, doğal kaynaklara hükmetmekte, onunla birlikte rüzgarlar esmekte, ekinler yeşermekte ve hayvanlar yetişmektedir.
Osiris Mısırın uygarlaştırılmasını tamamladıktan sonra, bütün dünyanın uygarlaştırılması işine girişir. Tahtı kardeşi ve aynı zamanda da karısı olan İsise bırakır. Osiris döndüğünde ülkesini, İsisin başarılı yönetimi sayesinde çok iyi durumda bulur. Ancak bu dönem uzun sürmez. Tahta geçmeyi arzulayan, fakat Osirisin yokluğunda dahi hüküm süremeyen Seth, Osirisi yok etmek için bir plan hazırlamıştır. Bu plana göre Seth, Osirisin ölçülerine göre bir sandık hazırlatır ve sandığı en değerli taşlarla süsletir. Seth, bundan sonra kendisine yardım eden yetmiş iki kişiyle birlikte planını uygulamaya koyulur. Seth büyük bir yemek verir ve Osirisi de çağırır. Osiris hiçbir şeyden şüphelenmeyerek yemeğe gider. Yemek sonunda Seth, sandık kimin ölçülerine uyarsa, sandığın sahibinin o olduğunu söyler. Denemek için herkes sırayla sandığın içine yatar. Sıra Osirise gelmiştir. Osiris yatar yatmaz Seth sandığı çiviler, eritilmiş kurşunla lehimler ve Nil nehrine atar. Böylece Seth planını uygulamıştır. İsis buna çok üzülür. Osirisi armaya çıkar. Osirisin kapatıldığı sandık, Fenikeye, Byblos kentine kadar sürüklenmiş ve burada karaya vurmuştur. Karaya çıktığı yerde ise süratle büyüyen bir ağaç sandığı gövdesinin içine almıştır. Byblos Kralı Malkandros bu ağacı gördüğünde hayran kalır ve ağacı kestirerek sarayına sütun olarak diktirmeye karar verir. Ağaç kesildiğinde çok güzel bir koku çıkarmıştır. Bu olay Isisin kulağına kadar gelmiştir. İsis durumu anlar ve Malkandrosun sarayına gider. Burada önce Astartenin çocuğunun dadısı olur. İsis bir gün çocuğu ölümsüz yapmak ister ve bu amaçla çocuğu ölümsüzlük ateşine batırır. Bunu gören kraliçe çığlıklar atarak İsisi engeller. İsis kendini tanıtmak zorunda kalır. Daha sonra Kral Malkandrosdan izin alarak ağacın gövdesini açar ve içinden sandığı alır. İsis sandığı vatanına götürdükten sonra, Buto şehrine, oğlu Horusun ziyaretine giderken sandığı, güvenli zannettiği bir yere saklayarak bırakır. Gece dolunayda avlanan Seth sandığı bulur ve Osirisin bedenini tanır. Bunun üzerine, Seth Osirisin bedenini 14 parçaya ayırır ve bu parçaları Mısır toprakları üzerine dağıtır. Bunu duyan İsis papirüs ağacından yapılma bir tekneye biner ve bütün Mısırı dolaşarak Osirisin bedeninin parçalarını toplar ve parçaları her bulduğu yere bir tapınak diker. Bu yüzden Mısırın birçok yerinde, içinde Osirisin cesedinin bulunduğu söylenen birçok tapınak vardır. Efsanenin sonunda ise Osirisin oğlu Horus Sethi yener. Yeniden canlanan Osiris artık bu dünyada yaşamak istemez ve hükmetmek için ölüler ülkesine gitmeyi tercih eder. Burada yine Anubis ile birlikte olacaktır. Anubis ölüleri yargılanması için Osirise getirecektir.
Osiris, öte âlemin, ölüm-ötesinin, yargılamanın ve yeniden doğuşun tanrısıdır. Ölüler aleminin hükümranlığı Osirisin ellerindedir. O, ölüm olayı ile bedenlerini terk edenleri karşılar ve onların ölüm-ötesindeki mukadder yaşamlarına başkanlık eder. İnsanlara çok şey veren ve öğreten Osiris, yaratılışla ilgili olarak tohumla da ilişkilendirilir ki, atribülerinden biri başaktır. O bir tohumu andırır, buğday tohumu gibidir. Ama o, evrendeki her şeyin tohumlarını içerir.
Osiris hep sivri külah başlığıyla, ayakları bitişik olarak tasvir edilir. Kimi zaman başında taç ve iki veya daha fazla tüy bulunur. Tasvirlerinde vücudu ya sargılıdır ya da balık pullarıyla kaplıdır. Elleri göğüste çapraz vaziyettedir ve bir kamçı ile bir asa tutar, bazen bir de baston tutar. Tuttuğu asanın üzerinde Sirius yıldızının bazı sembolleri bulunur ki, bu sembollerden ikisi köpek başı ve yaydır. Kimi yazarlar Osirisi Sirius-B, İsisi Sirius-A yıldızıyla ilişkilendirirler.
Osiris başta erkeklerin dünyasının kural koyucusu olmuş ve Ra gökyüzüne kural koymak için dünyayı bıraktığında kardeşi Set, Osirisi öldürdü. İsisin sihri sayesinde tekrar yaşama döndü. İlk ölen yaşayan canlı olduğu için sonraları ölülerin lordu oldu. Oğlu Horus, onun ölümünün öcünü aldı. Seti yendi ve onu batı Mısırın çölüne (Sahra) gönderdi.
Tüm Mısır tarihi boyunca dualar ve büyüler Osirise yöneltilmişti, onu kutsayarak kendisinin kural koyduğu öbür dünyaya girmesi umulmuştu, özellikle Orta krallık döneminde popularitesi arttı. 18. sülale döneminde Mısırda en çok tapılan tanrı olmuştu. Osirisin popularitesi, Mısır tarihinin en son evrelerine kadar sürdü.
Mısır, tarihinin ilk dönemlerinde farklı kabilelerden, daha sonra da farklı nomoslardan oluştuğu için, Mısır panteonu çok sayıda tanrı ile doludur.Osiris ise Geb ve Nutun ilk oğlu yer altı dünyasının hakimidir. Geb ve nutun dört çocuğu olmuştur osiris isis seth ve nepht dir. Efsaneye göre osiris isise aşıktır. Yani isis hem osirisin eşi hem kardeşidir. Osiris tahta geçtikten sonra ilk yaptığı işlerden biri, ilkel bir hayat süren Mısırlıları uygarlaştırmak olmuştur. Osiris onlara ilk tarım araçlarını yapmayı, toprağı kullanmayı buğdayı ve üzümü yetiştirmeyi, ekmek, şarap ve bira yapmayı öğretmiştir. Ayrıca ilkel Mısırlılara ilk defa tapınak inşa etmeyi ve tanrılara tapmayı öğreten ve dini törenleri düzenleyen de Osiristir.. Osiris, şu an Louvre Müzesinde bulunan Amenmos Steline göre, bolluk ve bereket getiren bir doğa tanrısı özellikleri de taşımaktadır. Osiris, doğal kaynaklara hükmetmekte, onunla birlikte rüzgarlar esmekte, ekinler yeşermekte ve hayvanlar yetişmektedir.
Osiris Mısırın uygarlaştırılmasını tamamladıktan sonra, bütün dünyanın uygarlaştırılması işine girişir. Tahtı kardeşi ve aynı zamanda da karısı olan İsise bırakır. Osiris döndüğünde ülkesini, İsisin başarılı yönetimi sayesinde çok iyi durumda bulur. Ancak bu dönem uzun sürmez. Tahta geçmeyi arzulayan, fakat Osirisin yokluğunda dahi hüküm süremeyen Seth, Osirisi yok etmek için bir plan hazırlamıştır. Bu plana göre Seth, Osirisin ölçülerine göre bir sandık hazırlatır ve sandığı en değerli taşlarla süsletir. Seth, bundan sonra kendisine yardım eden yetmiş iki kişiyle birlikte planını uygulamaya koyulur. Seth büyük bir yemek verir ve Osirisi de çağırır. Osiris hiçbir şeyden şüphelenmeyerek yemeğe gider. Yemek sonunda Seth, sandık kimin ölçülerine uyarsa, sandığın sahibinin o olduğunu söyler. Denemek için herkes sırayla sandığın içine yatar. Sıra Osirise gelmiştir. Osiris yatar yatmaz Seth sandığı çiviler, eritilmiş kurşunla lehimler ve Nil nehrine atar. Böylece Seth planını uygulamıştır. İsis buna çok üzülür. Osirisi armaya çıkar. Osirisin kapatıldığı sandık, Fenikeye, Byblos kentine kadar sürüklenmiş ve burada karaya vurmuştur. Karaya çıktığı yerde ise süratle büyüyen bir ağaç sandığı gövdesinin içine almıştır. Byblos Kralı Malkandros bu ağacı gördüğünde hayran kalır ve ağacı kestirerek sarayına sütun olarak diktirmeye karar verir. Ağaç kesildiğinde çok güzel bir koku çıkarmıştır. Bu olay Isisin kulağına kadar gelmiştir. İsis durumu anlar ve Malkandrosun sarayına gider. Burada önce Astartenin çocuğunun dadısı olur. İsis bir gün çocuğu ölümsüz yapmak ister ve bu amaçla çocuğu ölümsüzlük ateşine batırır. Bunu gören kraliçe çığlıklar atarak İsisi engeller. İsis kendini tanıtmak zorunda kalır. Daha sonra Kral Malkandrosdan izin alarak ağacın gövdesini açar ve içinden sandığı alır. İsis sandığı vatanına götürdükten sonra, Buto şehrine, oğlu Horusun ziyaretine giderken sandığı, güvenli zannettiği bir yere saklayarak bırakır. Gece dolunayda avlanan Seth sandığı bulur ve Osirisin bedenini tanır. Bunun üzerine, Seth Osirisin bedenini 14 parçaya ayırır ve bu parçaları Mısır toprakları üzerine dağıtır. Bunu duyan İsis papirüs ağacından yapılma bir tekneye biner ve bütün Mısırı dolaşarak Osirisin bedeninin parçalarını toplar ve parçaları her bulduğu yere bir tapınak diker. Bu yüzden Mısırın birçok yerinde, içinde Osirisin cesedinin bulunduğu söylenen birçok tapınak vardır. Efsanenin sonunda ise Osirisin oğlu Horus Sethi yener. Yeniden canlanan Osiris artık bu dünyada yaşamak istemez ve hükmetmek için ölüler ülkesine gitmeyi tercih eder. Burada yine Anubis ile birlikte olacaktır. Anubis ölüleri yargılanması için Osirise getirecektir.
Osiris, öte âlemin, ölüm-ötesinin, yargılamanın ve yeniden doğuşun tanrısıdır. Ölüler aleminin hükümranlığı Osirisin ellerindedir. O, ölüm olayı ile bedenlerini terk edenleri karşılar ve onların ölüm-ötesindeki mukadder yaşamlarına başkanlık eder. İnsanlara çok şey veren ve öğreten Osiris, yaratılışla ilgili olarak tohumla da ilişkilendirilir ki, atribülerinden biri başaktır. O bir tohumu andırır, buğday tohumu gibidir. Ama o, evrendeki her şeyin tohumlarını içerir.
Osiris hep sivri külah başlığıyla, ayakları bitişik olarak tasvir edilir. Kimi zaman başında taç ve iki veya daha fazla tüy bulunur. Tasvirlerinde vücudu ya sargılıdır ya da balık pullarıyla kaplıdır. Elleri göğüste çapraz vaziyettedir ve bir kamçı ile bir asa tutar, bazen bir de baston tutar. Tuttuğu asanın üzerinde Sirius yıldızının bazı sembolleri bulunur ki, bu sembollerden ikisi köpek başı ve yaydır. Kimi yazarlar Osirisi Sirius-B, İsisi Sirius-A yıldızıyla ilişkilendirirler.