By.muzo
Bay Tasarımcı
- Katılım
- 5 Nis 2020
- Mesajlar
- 260
- Tepkime puanı
- 3
- Puanları
- 0
"Ey Resûl-i Ekremim! Benim kullarım "Rabbi-miz uzakta mıdır, yakında mıdır?"
diyerek sana beni sordukları zaman sen onlara cevap ver ki: Ben onlara pek
yakınımdır. Bana duâ eden kulumun duasını kabul ederim. Duâ ettiğinde benden
duâlarının kabulünü istesinler. Ve bana îman etsinler. Umulur ki onlar îmanları
ve duâları sebebiyle doğru yola vâsıl olurlar ve irşâd olunurlar. "(Bakara
Sûresi, 186)
Fahr-i Râzî, Kâzı Beyzâyi ve Hâzin'in beyânlarına göre ashâb-ı kiramdan bazı
kimselerin: "Ya Re-sûlallah! Rabbimiz bize yakîn ise hafif sesle yahud gizlice
duâ edelim. Eğer uzak ise yüksek sesle duâ edelim" demeleri üzerine bu âyet-i
celîlenin nâzil olduğu mervîdir.
Başka bir rivâyette ise yahûdilerin: "Yâ Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-!
Sen yer ile gök arasını pek uzak haber veriyorsun. Rabbimiz duâmızı nasıl
işidir?" demeleri üzerine nâzil olduğu mervîdir. Bu sebeb-i nûzullere göre
âyetin ma'nası şöyle olur:
"Ey Resûlüm! Benim kullarım sana benim evsâfımdan suâl edip Rabbimizin lutfu
bize yakın mı? Duâmızı gizlice kendi içimizde mi yapalım? Yoksa uzakta mı?
Duamızı yüksek sadâ ile yapalım? dediklerinde: "Sen onlara Benim tarafımdan
cevâb ver. Ben onların gizli duâlarını işitirim. Zira Benim ilmim onlara pek
yakındır. Binâenaleyh onların işlerini bilip sözlerini işiterek hallerine
muttali' olduğumdan duâ eden kimsenin duâsı ihlâs üzere olursa icâbet ederim. Şu
hâlde onlar benden icâbet talep etsinler. Ben de onlara icâbet ederim. Senin
vâsıtan ile onları îmana davet etdiğimde derhal îman etsinler. Zîra ben onların
duâlarına icabet edince onların da benim da'-vetime icabet ve emrime itaat
etmeleri vâcibdir ve onlar davetime icabetle doğru yolu muhakkak bulurlar."
diyerek sana beni sordukları zaman sen onlara cevap ver ki: Ben onlara pek
yakınımdır. Bana duâ eden kulumun duasını kabul ederim. Duâ ettiğinde benden
duâlarının kabulünü istesinler. Ve bana îman etsinler. Umulur ki onlar îmanları
ve duâları sebebiyle doğru yola vâsıl olurlar ve irşâd olunurlar. "(Bakara
Sûresi, 186)
Fahr-i Râzî, Kâzı Beyzâyi ve Hâzin'in beyânlarına göre ashâb-ı kiramdan bazı
kimselerin: "Ya Re-sûlallah! Rabbimiz bize yakîn ise hafif sesle yahud gizlice
duâ edelim. Eğer uzak ise yüksek sesle duâ edelim" demeleri üzerine bu âyet-i
celîlenin nâzil olduğu mervîdir.
Başka bir rivâyette ise yahûdilerin: "Yâ Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-!
Sen yer ile gök arasını pek uzak haber veriyorsun. Rabbimiz duâmızı nasıl
işidir?" demeleri üzerine nâzil olduğu mervîdir. Bu sebeb-i nûzullere göre
âyetin ma'nası şöyle olur:
"Ey Resûlüm! Benim kullarım sana benim evsâfımdan suâl edip Rabbimizin lutfu
bize yakın mı? Duâmızı gizlice kendi içimizde mi yapalım? Yoksa uzakta mı?
Duamızı yüksek sadâ ile yapalım? dediklerinde: "Sen onlara Benim tarafımdan
cevâb ver. Ben onların gizli duâlarını işitirim. Zira Benim ilmim onlara pek
yakındır. Binâenaleyh onların işlerini bilip sözlerini işiterek hallerine
muttali' olduğumdan duâ eden kimsenin duâsı ihlâs üzere olursa icâbet ederim. Şu
hâlde onlar benden icâbet talep etsinler. Ben de onlara icâbet ederim. Senin
vâsıtan ile onları îmana davet etdiğimde derhal îman etsinler. Zîra ben onların
duâlarına icabet edince onların da benim da'-vetime icabet ve emrime itaat
etmeleri vâcibdir ve onlar davetime icabetle doğru yolu muhakkak bulurlar."