halukgta
Onursal Üye
- Katılım
- 20 Ocak 2014
- Mesajlar
- 260
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
Hucurat 14. Ayetten alacağımız Dersler
Kuran ayetleri gerçekten çok düşündürücü ve ibret vericidir, elbette aklını kullanana, ibret alana. Çünkü Allah onlarca ayetinde, bizleri düşünmeye ve aklımızı kullanmaya yöneltmektedir.
Sizleri üzerinde düşünmeye davet etmek istediğim ayet, Hucurat suresi 14. ayet olacaktır. Gerçekten bu ayet, Kur an ışığında düşünene, büyük dersler verdiği gibi, günümüzde yaptığımız yanlışlara da işaret etmektedir. Önce ayeti yazalım, daha sonra Kuran ışığında, üzerinde birlikte düşünelim.
Hucurat 14: Bedeviler: "İman ettik." dediler. De ki: "Siz iman etmediniz. Ancak 'Müslüman' olduk deyin. İman sizin kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
Yukarıda yazdığım ayette geçen, Bedevi Arapların Kuran da geçen özelliğini de, önce sizlere hatırlatmak istiyorum. Bakın Tevbe suresi 97. ayetinde Rabbim, bu Araplardan nasıl söz ediyor.
Tevbe 97: Bedevi Araplar, küfür ve iki yüzlülükçe daha yaman ve Allah'ın, Elçisine indirdiği şeylerin sınırlarını tanımamağa daha müsaittirler. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Çok dikkat çekici bir özelliklerinden bahsediliyor, Bedevi Arapların. Küfür ve iki yüzlülükte daha yaman olduğunu söyledikten sonra, daha da düşündürücü bir özelliklerinden bahsediyor. Elçisine indirdiği şeylerin sınırlarını tanımamağa, daha müsait olduklarını söylüyor.
İşte üzerinde dikkatle düşünmemiz gereken, asıl konu burası sanırım. Bedevi Araplar dikkat ediniz, Hucurat 14. ayette biz iman ettik demişlerdi. Yani onlarda bu dini kabul ettiklerini söylüyorlar. Ama inat ettikleri bir konu var. Oda Elçisine indirilen, KURAN ın sınırlarına itirazları var. Demek ki Kuran ın çizdiği bir sınır var. Bu sınırı aşanı Allah gerçek iman etmiş saymıyor.
Bu sözleri birde günümüzde yaptığımız yanlışlarla, Allahın kitabının sınırlarını, kendi nefsimizce nasıl aştığımızı karşılaştırdığımızda, sanırım o devrin Bedevi Araplarına çok fazla söyleyecek söz dahi, belki de bulamayız.
Şimdi Hucurat suresi 14. ayeti, bu inanç doğrultusunda anlamaya çalışalım. Kuran ın sınırlarını tanımak sözünden ne anlamalıyız? Önce bunu tespit etmeliyiz. Bedevi Araplar iman ettiklerini söylüyorlar, ama atalarından gelen birçok inançtan da vazgeçmek istemiyorlar bu anlaşılıyor.
Hatırlayınız bu ve buna benzer toplumların, Kuran ı yeterli görmeyen ve atalarının inançlarından vazgeçmeyen tavırlarına karşılık Allah, bakın nasıl ayetler indirmişti.
Araf sur.185. ayet: Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde Kur'an'dan sonra hangi söze inanacaklar.
Ankebut 51: Karşılarında okunup duran bir kitabı, sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.
Hucurat suresi 14. ayetinde bedevi Araplar, inatla Kuran ı yeterli görmedikleri gibi, onun sınırlarının dışına da çıkmayı istemekteydiler. Hâlbuki Allah birçok ayetinde elçisine, kullarıma Kuran ile hükmet emrini vermiş, onun dışına çıkamayacağına dair birçok hükmü de indirmiştir. Onun içindir ki Allah, sizleri Kuran dan sorumlu tutuyorum diye, kesin hükmünü de vermiştir.
Allah Bedevi Arapların, iman ettik sözünü yeterli bulmuyor. Çünkü iman etmek, sözle değil pratikte, kalple gönülden yapılması gerektiğini belirtiyor. Allah iman ettik sözünü yeterli görmeyip, Müslüman olduk yani boyun eğdik denmesini istiyor. İşte asıl üzerinde düşünmemiz gereken, bir başka noktada burası sanırım.
Peki, neye boyun eğilmesini istiyor Allah? Ya da Bedevi Arapların yaptığı yanlış hangi konularda ki, siz iman etmediniz diyor Rabbimiz? Bedevilerin Kuran ın sınırlarını zorlayarak, onun dışına çıkması ne anlama geliyor? Sanırım ayetin anlatmak istediği önemli konuda burası.
İman ettik diyen Bedevi Araplar, ne yazık ki kendilerini yalnız Kuran a teslim edip, onun hükümlerine boyun eğmedikleri içindir ki, imanları kalplerine yerleşememişti. Çünkü hakka batıl karıştırıyorlardı da ondan. Bundan dolayı Allah, siz iman ettik diyorsunuz, ama aslında iman etmediniz diyordu onlara.
Ayetin devamında, eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez diyerek, Allah ın resulüne indirdiği kitaba itaat edilmesini ve bu kitabın sınırlarını tanımalarını istiyor. Çünkü sınırları çizen, belirleyen yalnız Allah tır. Peygamberimizde yalnız Kuran ı tebliğ edip, eskiden gelen atalarının hurafe inançlarından, onları vazgeçirmeye çalışıyordu. Direnmede bu konu üzerinde oluyor, onlar atalarının hurafe itikatlarına, inanmaya devam etmek istiyorlardı.
Bu ayet bizlerin günümüzde yaptığı, çok büyük yanlışlara dikkatimizi çekiyor. Peygamberimiz devrinde, Kuran ın sınırlarını zorlayanlara Rabbin ikazı neyse, bugünde Kuran ın sınırlarını aşanlara, onun sınırlarını genişletip, ilaveler eklemeler yaparak, atalarının inançlarını yaşamakta diretip, bunlarda Allah katındandır diyenleri, dün Allah nasıl ikaz ediyorsa, bugünde aynı uyarıların geçerli olduğunu unutmamalıyız.
İman ettim demekle, iman edilmiş olmadığını, gerçek iman edenin Kuran ın sınırlarını aşmaması, yalnız Kuran a boyun eğmesi gerektiğini, Allah bizlere çok açık anlatıyor.
Dilerim Rabbimden, sözde iman ettik diyenlerden değil, Müslüman olduk dedikten sonra, Kuran ın hükümlerini tebliğ alıp, hakka batıl karıştırmadan, boyun eğdik diyenlerden oluruz.
Yine dilerim Kuran ın sınırlarını bilen, onun sınırlarını zorlamadan iman eden, Rabbin halis kullarından oluruz.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
Kuran ayetleri gerçekten çok düşündürücü ve ibret vericidir, elbette aklını kullanana, ibret alana. Çünkü Allah onlarca ayetinde, bizleri düşünmeye ve aklımızı kullanmaya yöneltmektedir.
Sizleri üzerinde düşünmeye davet etmek istediğim ayet, Hucurat suresi 14. ayet olacaktır. Gerçekten bu ayet, Kur an ışığında düşünene, büyük dersler verdiği gibi, günümüzde yaptığımız yanlışlara da işaret etmektedir. Önce ayeti yazalım, daha sonra Kuran ışığında, üzerinde birlikte düşünelim.
Hucurat 14: Bedeviler: "İman ettik." dediler. De ki: "Siz iman etmediniz. Ancak 'Müslüman' olduk deyin. İman sizin kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
Yukarıda yazdığım ayette geçen, Bedevi Arapların Kuran da geçen özelliğini de, önce sizlere hatırlatmak istiyorum. Bakın Tevbe suresi 97. ayetinde Rabbim, bu Araplardan nasıl söz ediyor.
Tevbe 97: Bedevi Araplar, küfür ve iki yüzlülükçe daha yaman ve Allah'ın, Elçisine indirdiği şeylerin sınırlarını tanımamağa daha müsaittirler. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Çok dikkat çekici bir özelliklerinden bahsediliyor, Bedevi Arapların. Küfür ve iki yüzlülükte daha yaman olduğunu söyledikten sonra, daha da düşündürücü bir özelliklerinden bahsediyor. Elçisine indirdiği şeylerin sınırlarını tanımamağa, daha müsait olduklarını söylüyor.
İşte üzerinde dikkatle düşünmemiz gereken, asıl konu burası sanırım. Bedevi Araplar dikkat ediniz, Hucurat 14. ayette biz iman ettik demişlerdi. Yani onlarda bu dini kabul ettiklerini söylüyorlar. Ama inat ettikleri bir konu var. Oda Elçisine indirilen, KURAN ın sınırlarına itirazları var. Demek ki Kuran ın çizdiği bir sınır var. Bu sınırı aşanı Allah gerçek iman etmiş saymıyor.
Bu sözleri birde günümüzde yaptığımız yanlışlarla, Allahın kitabının sınırlarını, kendi nefsimizce nasıl aştığımızı karşılaştırdığımızda, sanırım o devrin Bedevi Araplarına çok fazla söyleyecek söz dahi, belki de bulamayız.
Şimdi Hucurat suresi 14. ayeti, bu inanç doğrultusunda anlamaya çalışalım. Kuran ın sınırlarını tanımak sözünden ne anlamalıyız? Önce bunu tespit etmeliyiz. Bedevi Araplar iman ettiklerini söylüyorlar, ama atalarından gelen birçok inançtan da vazgeçmek istemiyorlar bu anlaşılıyor.
Hatırlayınız bu ve buna benzer toplumların, Kuran ı yeterli görmeyen ve atalarının inançlarından vazgeçmeyen tavırlarına karşılık Allah, bakın nasıl ayetler indirmişti.
Araf sur.185. ayet: Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde Kur'an'dan sonra hangi söze inanacaklar.
Ankebut 51: Karşılarında okunup duran bir kitabı, sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.
Hucurat suresi 14. ayetinde bedevi Araplar, inatla Kuran ı yeterli görmedikleri gibi, onun sınırlarının dışına da çıkmayı istemekteydiler. Hâlbuki Allah birçok ayetinde elçisine, kullarıma Kuran ile hükmet emrini vermiş, onun dışına çıkamayacağına dair birçok hükmü de indirmiştir. Onun içindir ki Allah, sizleri Kuran dan sorumlu tutuyorum diye, kesin hükmünü de vermiştir.
Allah Bedevi Arapların, iman ettik sözünü yeterli bulmuyor. Çünkü iman etmek, sözle değil pratikte, kalple gönülden yapılması gerektiğini belirtiyor. Allah iman ettik sözünü yeterli görmeyip, Müslüman olduk yani boyun eğdik denmesini istiyor. İşte asıl üzerinde düşünmemiz gereken, bir başka noktada burası sanırım.
Peki, neye boyun eğilmesini istiyor Allah? Ya da Bedevi Arapların yaptığı yanlış hangi konularda ki, siz iman etmediniz diyor Rabbimiz? Bedevilerin Kuran ın sınırlarını zorlayarak, onun dışına çıkması ne anlama geliyor? Sanırım ayetin anlatmak istediği önemli konuda burası.
İman ettik diyen Bedevi Araplar, ne yazık ki kendilerini yalnız Kuran a teslim edip, onun hükümlerine boyun eğmedikleri içindir ki, imanları kalplerine yerleşememişti. Çünkü hakka batıl karıştırıyorlardı da ondan. Bundan dolayı Allah, siz iman ettik diyorsunuz, ama aslında iman etmediniz diyordu onlara.
Ayetin devamında, eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez diyerek, Allah ın resulüne indirdiği kitaba itaat edilmesini ve bu kitabın sınırlarını tanımalarını istiyor. Çünkü sınırları çizen, belirleyen yalnız Allah tır. Peygamberimizde yalnız Kuran ı tebliğ edip, eskiden gelen atalarının hurafe inançlarından, onları vazgeçirmeye çalışıyordu. Direnmede bu konu üzerinde oluyor, onlar atalarının hurafe itikatlarına, inanmaya devam etmek istiyorlardı.
Bu ayet bizlerin günümüzde yaptığı, çok büyük yanlışlara dikkatimizi çekiyor. Peygamberimiz devrinde, Kuran ın sınırlarını zorlayanlara Rabbin ikazı neyse, bugünde Kuran ın sınırlarını aşanlara, onun sınırlarını genişletip, ilaveler eklemeler yaparak, atalarının inançlarını yaşamakta diretip, bunlarda Allah katındandır diyenleri, dün Allah nasıl ikaz ediyorsa, bugünde aynı uyarıların geçerli olduğunu unutmamalıyız.
İman ettim demekle, iman edilmiş olmadığını, gerçek iman edenin Kuran ın sınırlarını aşmaması, yalnız Kuran a boyun eğmesi gerektiğini, Allah bizlere çok açık anlatıyor.
Dilerim Rabbimden, sözde iman ettik diyenlerden değil, Müslüman olduk dedikten sonra, Kuran ın hükümlerini tebliğ alıp, hakka batıl karıştırmadan, boyun eğdik diyenlerden oluruz.
Yine dilerim Kuran ın sınırlarını bilen, onun sınırlarını zorlamadan iman eden, Rabbin halis kullarından oluruz.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
Son düzenleme: