Neler yeni
  • ☼ FLaTCaST ELELE'YE FACEBOOK , RESMİM.NET , HIZLIRESİM.COM , TİNYPİC.COM , PİC-UPLOAD.DE , DİRECTUPLOAD.NET aracılığı ile resim, gif vb. görseller kesinlikle eklenmemesi önemle rica olunur. Eklendiği an görevli arkadaşlar tarafından silinecektir!!! ☼

Didenur

FCTS Üye
Katılım
31 Ocak 2014
Mesajlar
82
Tepkime puanı
0
Puanları
0
KİM HAKLI

Eski devirde bir paşa, dostlarından biriyle satranç oynamakta, diğer misafirleri de onları heyecanla seyretmekteydi. Bir ara hamle hakkında itilaf doğunca , paşa misafirlerine sorar:
-Yahu!... Oyun seyrediyorsunuz, kim haklı , kim haksız söyleyiniz ... der.
Misafirler paşanın haksız olduğunu söylemeye cesaret edemediğinden sükût ederler. Tam o sırada odaya zurafadan ( zurafa= Zarif,nazik,nüktedan , hoş konuşmayı beceren , zeki kimse) bir zat girer.
-Paşam , siz haksızsınız!... der.
-Peki ama , der paşa , siz henüz geldiniz. Bir şey görmediniz. Mes�elenin ne olduğunu da bilmiyorsunuz. Bu karara nasıl vardınız. (İsterseniz cevabı okumadan, bu kanıya nasıl vardığını düşününüz...)
Adam hiç düşünmeden cevap verir:
-Paşam eğer siz haklı olsaydınız, bu kadar insan sualiniz karşısında susmazdı!...

SU TAŞIYOR

Sahabelerden Abdurrahman bin Avf anlatıyor:
Bir gece gördüm ki mü�minlerin emiri Hz. Ömer , sırtında su tulumu olduğu halde Medine�nin köylerinden birine doğru ilerliyor. Kan ter içinde kalmıştı. Oturup biraz dinlenmek istediğinde :
-Ey mü�minlerin emiri ; çok yoruldunuz, izin verirseniz biraz da ben taşıyayım , dedim.
-Hayır , dedi. Bugün benim bu yükümü taşırsan , yarın kıyamet gününde günahımın yükünü kim taşıyacak?...
-Aman ya Ömer!... Sizin ne yükünüz olabilir ki?... dediğimde ,
-Yükümü dağlar bile taşıyamaz , buyurdu.
-Öyle diyorsunuz ama , siz Allah Resûlünün yolunda yürüyorsunuz. Bütün işlerinizi onun gibi yapıyorsunuz . Böyle olduğu halde neden korktuğunuzu anlayamıyorum , dediğimde :
-Ben bu halifelikten başa baş , zararsız kurtulabilirsem , ancak o zaman Allah Resûlünün dostu olduğumu anlarım dedi.

BİR GÜN ÖNCE

Hz. Ömer pazarda dolaşırken Köle Ebu Lü�lü�ye rastladı. Efendisinin kendisinden fazla haraç aldığını beyanla , daha az alması için tavassutta bulunmasını ister.
-Ne gibi sanatın var ve ne kadar alıyor?... diye sorduğunda :
-Demircilik , dülgerlik , nakkaşlık . Her gün iki dirhem veriyorum , diye cevap verir köle. Hz.Ömer :
-Ya Ebu Lü�lü ; Allah�tan kork. Sanatın ve kazancına göre verdiğin haraç fazla değildir,der , ve devem eder :
-Duyduğuma göre sen yel değirmeni yapmakta çok ustaymışsın. Doğruysa bana da bir tane yap.
Sinsi sinsi gülümseyen Ebu Lü�lü :
-Ey mü�minlerin emiri ; senin adaletin benden başka her kese pay ayırıcıdır , yalnız bana değil. Ben de sana öyle bir yel değirmeni yapayım ki , şöhreti bütün âlemi tutsun , der.
Hz.Ömer tatlı tatlı gülümser :
-Köle beni tehdit etti , der.
Ebu Lü�lü yaptığı iki başlı bir hançerle , camiide namaz kılarken mü�minlerin emirini arkadan hançerlemek suretiyle şehit olmasına sebep oldu.

ÖLÜM DÖŞEĞİNDE

Mukadder sona adım adım yaklaşılırken sorarlar :
-Ey mü�minlerin emiri yerine kimi tavsiye edersin?...
O halde dahi halef belirtmemek için aklını ışık yapar :
-Eğer Ebu Ubeyde hayatta olsaydı onu tavsiye ederdim. Allah bana sebebini soracak olsa :� Yâ Rabbi!... Resûlünün : Ebu Ubeyde ümmetimin eminidir!...� dediğini işitmiştim , onu için yerime bıraktım derdim. Ebu Huzeyfe�nin azatlı kölesi Salim sağ olsaydı onu tavsiye ederdim. Allah bana sebebini soracak olsa :� Ya Rabbi!... Resûlünün :Salim Allah�ı en ziyade seven zattır!...� dediğine şahit olmuştum , onun için onu yerime tavsiye ettim derdim.
Sahabeler ısrar ettiler :
-Yâ Ömer ; oğlun Abdullah�ı tavsiye etmez misin?...
-Bir haneden bir kurban yetişir , buyurur.

ÇOBAN

Çoban koyunları otlatırken, aniden bir kurt peyda oldu ve koyunlardan birini parçaladı. Çoban çığlığı bastı :
-Eyvah!.... Ömer öldü!...
Diğer çobanlar ibret ve dehşetle sordular :
-Hz. Ömer�in öldüğünü nereden bildin?...
Çoban cevap verdi :
-Görmez misiniz be adamlar?!... Kurt koyuna saldırdı. O âdil halife hayatta olsaydı kurt bile cesaret edemezdi buna.
Gerçekten de o gün Hz.Ömer Dâr-ı Bekaya göçmüştü.

HÂDİM

Abdurrahman bin Avf Hz. leri bir gün şunları anlattı :
-Ömer�den acayip bir şey gördüm. Eğer hayatta olsaydı anlatmazdım , ama şimdi söyleyebilirim : Biliyorsunuz Ömer�in halifeliğinde her gece onunla şehri dolaşırdık. Mahallenin birinde bir ev vardı , oraya gelince :�Sen dur ve burada beni bekle!...� der, gider, bir müddet sonra da dönerdi. Niçin gittiğini , kiminle görüştüğünü sormaya cesaret edemezdim. Vefatından sonra bir gece o mahalleye giderek o eve vardım. İhtiyar bir kadın vardı. Kendi kendine konuşuyordu :
-Ömer�e ne oldu da gelmedi acep?...
Kapıyı tıklattım ,
-İzin var mı valide , gelebilir miyim ?... dedim.
Yaşlı kadın :
-Buyur evladım , gel , dedi.
-Ey valide Allah sana ömür versin , Hz.Ömer bu dünyadan göçtü , dedim. Kadın çığlığı bastı , kendinden geçti. Ayılınca ellerini kaldırarak
-Yâ Rabbi!... bana yardımda bulunan Ömer�i affet. O�nu cennet ve cemalinle mükafatlandır, diyerek dua etmeye başladı.
Kadına sordum .
-Ömer sana ne gibi bir yardımda bulunuyordu?...
-Bütün temizlik işlerimi yapar , yemeklerimi pişirirdi , dedi yaşlı kadın.
-Ey valide!... Ben Ömer�in arkadaşıyım , o vefat ettiyse işlerini ben yapayım, dedim.
-Ah evladım!... O�nun yerini kim tutabilir ki?... Eğer O�nun dostu isen duan ile bana yardım et , dedi, şöyle niyazda bulundu :
-Ey Rabbim!... Ey Aziz ve Celil olan Allah!... Ben hastalığımı Ömer�in yardımı ile çekiyordum. Madem ki O gitti , benim de ruhumu al ve O�na kavuştur!...
Allah , kadının duasını kabul etti, kısa bir süre sonra O�da ebedi âleme göçtü.
 
Emeğine yüreğine sağlık.. Güzel paylaşımın ve emeğin için teşekkürler
 
emeginize saglik güzel paylasim için tesekkürler
 
Geri
Üst Alt