halukgta
Onursal Üye
- Katılım
- 20 Ocak 2014
- Mesajlar
- 260
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
Bizler Kuran ayetlerini doğru anlamak istiyorsak, mutlaka yine Kuran ın açıklamalarından, verdiği örneklerden yola çıkarak, anlamanın yolunu yöntemini seçmeliyiz. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum, önce ayeti yazalım daha sonra üstünde birlikte düşünelim.
Enam 38: Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAPTA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali)
Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var. BİZ KİTAPTA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsediyor olabilir. Elbette hiç şüphe yok ki, bizlerin sorumlu olduğumuz Kuran dan bahsediyor olması gerekmez mi? Ama bundan hoşnut olmayan bazı kişiler, batıl inançlarını sürdürme amacıyla, bu ayette geçen bu kitabın, Kuran olmadığını söylüyorlar ve bakın nasıl açıklıyorlar.
Ayette yer alan Kitaptan maksat, levhi mahfuzdur. Biz kitap da her şeyi beyan ettik, eksik bırakmadık, ne varsa hepsini onda yazdık, size bildirdik denilirken levhi Mahfuzda bunları yaptık denilmektedir.
Peki, bu bilgiyi nereden alıyoruz, kanıtımız nedir? BİZE TEBLİĞ EDİLMEMİŞ BİR KİTAPTA, HER ŞEYİN OLMASININ BİZE NE FAYDASI OLUR? İşte her zaman karşımıza çıkan soruların, aynısı bu konuda da yine karşımıza çıkıyor. Eğer kanıtını Kuran dan buluyor ve gösteriyorsak, başımızın üstünde yeri var, kabul ederiz. Ama böyle bir bilgi ayette yoktur. Bu ayetin öncesine baktığımızda da hatta tebliğe, davete yani Kuran a uyanlardan bahseder. Örneğin vakıa suresinde, Allah ın katındaki saklı, korunmuş kitaptan bahsederken, Kuran ın da bu kitaptan indirildiği anlatılır, ama ayetlerden bunu açıkça anlarız. İlginç olanı, Allah katındaki ana kitaptan indirilen bir NUR, nasıl olurda her bilgiyi içermez, din ve iman adına her açıklamayı bizlere yapmaz, bunu da mı düşünemiyoruz. Allah ın, HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM, ikazını da hatırlatmak isterim.
Yine Enam 115. ayette Kuran kast edilerek, Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır der. Düşüne biliyor musunuz Allah bizlere rehber, yol gösterici olsun diye indirdiği kitapta, her bilginin olduğunu, eksik bırakılmadığını söylüyor ama birilerinin bu hiç hoşuna gitmiyor. HÂŞÂ Allah ın eksikliğini tamamlayanlar mı var yoksa aramızda? Din ve iman adına, sorumlu olacağımız bilgilerin hepsinin, Kuran da olamayacağını nasıl düşünürüz? Allah ın bu açıklamasından tedirgin olanların telaşını çok iyi anlıyorum. EĞER ALLAH IN KURAN DA, HİÇBİR EKSİK BIRAKMADAN, HER ŞEYİN AÇIKLADIĞINA İNANDIKLARI TAKDİRDE, İNANDIKLARI TÜM RİVAYETLER VE BATIL İNANÇLARI ÇÖKECEK VE YOK OLACAKTIR. TELAŞLARI BUNADIR. Atalarının inançlarını sürdürmek isteyenler, kendi inançlarını yaşamak adına, aşağıdaki ayetin de aynı mantıkla anlamını değiştirmekten çekinmemişlerdir.
Nahl 89: Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. SANA BU KİTABI; HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik. (Diyanet meali)
Allah, elçisine gönderdiği Kuran dan bahsederek, mahşer günü seni Müslümanlara şahit olarak getireceğimiz günü düşün dedikten sonra, şahit olarak sorumlu tutacağı Kuran için, bakın ne diyor. SANA BU KİTABI, HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA OLSUN DİYE GÖNDERDİK. Demek ki Allah bizleri doğru yola iletecek, bizler için müjde olan Kuran da, her bilgiyi açıklamış olduğunu söylüyor. Ama Kuran da her şeyin olamayacağına kendisini inandıranlar, bu ayetin hükmünü de örtmek ve batıl inançlarına devam etmek isteyenler, bakın nasıl bir örnek veriyorlar ayetin anlamını saptırmak adına.
HER ŞEYDEN; MAKSAT TÜM ŞEY DEĞİLDİR, bundan maksat, umum ifade edip husus bildirmektir, tıpkı şu ayette geldiği gibi dikkatli okuyalım, Allah şöyle buyurur: O (RÜZGÂR), RABBİNİN EMRİYLE HER ŞEYİ YIKAR, MAHVEDER. (Ahkaf25) Ayet, Ad ve Semud kavminin üzerine gönderilen rüzgârın her şeyi darmadağın ettiğini haber verir. "Bu kavimlerin elebaşı, diyarları, elde ettikleri yerle bir oldu" denilir. Peki, yeryüzün hepsi mi yerle bir oldu sadece Ad ve Semud kavmi mi? Elbette ki "Ad ve Semud helak oldu Yeryüzü olmadı" denilir.
Değerli kardeşlerim, bizler nefsimizi memnun etmek adına, işte ayetlerin anlamları ile böyle oynuyoruz. Söylediklerini ve verdiği örnekleri karşılaştıralım. Allah Nahl 89. ayetinde peygamberimizin, mahşer günü bizlerin üzerine şahit olarak çağrılacağından bahsediyor ve şahitliğini de, DAHA ÖNCE SİZLERİ SORUMLU TUTUYORUM DEDİĞİ Kuran dan yapacağını ve bu kitabın gönderilme nedenini açıklıyor ve diyor ki Yaradan; SANA BU KİTABI, HERŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA OLARAK GÖNDERDİK. Peki, her şey kelimesini sınırlayıp, farklı anlamalara çekenler nasıl bir örnek vermişler ona bakalım. Allah cezalandıracak kavmin üzerine rüzgâr, fırtınalar gönderip, HER ŞEYİ yıkıyor mahvediyor. Diyorlar ki burada her şeyi mahvediyor derken, bütün dünyayı değil, yalnız cezalandırılması gereken kavimden bahsediyor. İyide bu örnekte anlatılan ile Kuran da her şeyin açıklanmış olmasını nasıl örnek verip karşılaştırırız? Birisinde Allah sorumlu olduğumuz Kuran da, bizlerin sorumlu olduğu her şeyin açıklandığını söylüyor, diğerinde bir kavmin cezalandırılması ve bu kavmin her şeyiyle yok olduğu anlatılıyor.
İşte bizler ayetlerin anlamlarını böyle saptırmaya çalışıyoruz, peki neden? Sırf atalarının Kuran da bahsedilmeyen, batıl inançlarını yaşamak adına. Allah emin olmadığınız bilginin ardına düşmeyin. Kuran ın ipine sarılın dedikten sonra, Kuran da her bilginin olmadığına inanmak, bizleri yaratan Rabbimize çok büyük saygısızlıktır hatırlatırım. Şöyle düşünün lütfen, ALLAH ZUHRUF 44. AYETİNDE, SİZLERİ KURAN DAN SORUMLU TUTUYORUM DEDİKTEN SONRA, SORUMLU TUTTUĞU KİTAPTA, BİZLERİN İMTİHANI ADINA, HER BİLGİNİN OLAMAYACAĞINI NASIL SÖYLERİZ VE BUNA İNANIRIZ?
Kuran da imtihanımız adına, sorumlu olduğumuz her bilginin olduğuna kanıt, bazı örnek ayetler sizlere hatırlatmak istiyorum. Tüm bunlara inanmak tabi sizlere kalmış. Hepimiz kendi imtihanımızı yaşıyoruz. Yorum ve karar sizlerin.
Araf 174: Belki inkârdan dönerler diye AYETLERİ BÖYLE AYRINTILI BİR ŞEKİLDE AÇIKLIYORUZ. (Diyanet vakfı meali)
Araf 3: (Ey insanlar) RABBİNİZDEN, SİZE İNDİRİLENE UYUN ve O'ndan başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! ( Elmalı meali)
Ankebut 51: KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ?[419] Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır. (Diyanet meali)
Araf 185: Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O HALDE KUR'AN'DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR? (Diyanet vakfı meali)
Araf 174: Hakka dönsünler diye işte ayetleri böylece AYRI AYRI AÇIKLIYORUZ. (Diyanet meali)
İsra 89: Andolsun, biz bu Kuranda insanlara HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK. Yine de insanların çoğu ancak inkârda direttiler. (Diyanet meali)
Araf 52: Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere AÇIKLADIĞIMIZ BİR KİTAP GETİRDİK. (Diyanet vakfı meali)
Nur 34: Andolsun ki biz size (gerekeni) AÇIK AÇIK BİLDİREN ÂYETLER, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvâya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik. (Diyanet vakfı meali)
Nisa 174: Ey insanlar! ŞÜPHESİZ SİZE RABBİNİZDEN KESİN BİR DELİL GELDİ ve size apaçık bir nur indirdik ( Diyanet vakfı meali)
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/?ref=aymt_homepage_panel
HALUK GÜMÜŞTABAK/ KUR'AN A DAVET.
BATILDAN UZAK, İSLAMI YAŞAYABİLMEK.
hakyolkuran
Enam 38: Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. BİZ KİTAPTA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler. (Diyanet meali)
Bu ayette geçen çok dikkat çekici bir cümle var. BİZ KİTAPTA HİÇBİR ŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK. Ne yazık ki geleneksel İslam anlayışı bu ayette geçen, bu cümleden çok rahatsız, onun içinde bu cümleye öyle bir anlam yüklüyorlar ki, ayette geçen bu cümlenin, neredeyse bizlere vermesi gereken anlamını alıp götürüyor. Siz ayeti okuduğunuzda ne anladınız? Yani Allah hangi kitapta, hiçbir eksik bırakmadığından bahsediyor olabilir. Elbette hiç şüphe yok ki, bizlerin sorumlu olduğumuz Kuran dan bahsediyor olması gerekmez mi? Ama bundan hoşnut olmayan bazı kişiler, batıl inançlarını sürdürme amacıyla, bu ayette geçen bu kitabın, Kuran olmadığını söylüyorlar ve bakın nasıl açıklıyorlar.
Ayette yer alan Kitaptan maksat, levhi mahfuzdur. Biz kitap da her şeyi beyan ettik, eksik bırakmadık, ne varsa hepsini onda yazdık, size bildirdik denilirken levhi Mahfuzda bunları yaptık denilmektedir.
Peki, bu bilgiyi nereden alıyoruz, kanıtımız nedir? BİZE TEBLİĞ EDİLMEMİŞ BİR KİTAPTA, HER ŞEYİN OLMASININ BİZE NE FAYDASI OLUR? İşte her zaman karşımıza çıkan soruların, aynısı bu konuda da yine karşımıza çıkıyor. Eğer kanıtını Kuran dan buluyor ve gösteriyorsak, başımızın üstünde yeri var, kabul ederiz. Ama böyle bir bilgi ayette yoktur. Bu ayetin öncesine baktığımızda da hatta tebliğe, davete yani Kuran a uyanlardan bahseder. Örneğin vakıa suresinde, Allah ın katındaki saklı, korunmuş kitaptan bahsederken, Kuran ın da bu kitaptan indirildiği anlatılır, ama ayetlerden bunu açıkça anlarız. İlginç olanı, Allah katındaki ana kitaptan indirilen bir NUR, nasıl olurda her bilgiyi içermez, din ve iman adına her açıklamayı bizlere yapmaz, bunu da mı düşünemiyoruz. Allah ın, HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM, ikazını da hatırlatmak isterim.
Yine Enam 115. ayette Kuran kast edilerek, Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır der. Düşüne biliyor musunuz Allah bizlere rehber, yol gösterici olsun diye indirdiği kitapta, her bilginin olduğunu, eksik bırakılmadığını söylüyor ama birilerinin bu hiç hoşuna gitmiyor. HÂŞÂ Allah ın eksikliğini tamamlayanlar mı var yoksa aramızda? Din ve iman adına, sorumlu olacağımız bilgilerin hepsinin, Kuran da olamayacağını nasıl düşünürüz? Allah ın bu açıklamasından tedirgin olanların telaşını çok iyi anlıyorum. EĞER ALLAH IN KURAN DA, HİÇBİR EKSİK BIRAKMADAN, HER ŞEYİN AÇIKLADIĞINA İNANDIKLARI TAKDİRDE, İNANDIKLARI TÜM RİVAYETLER VE BATIL İNANÇLARI ÇÖKECEK VE YOK OLACAKTIR. TELAŞLARI BUNADIR. Atalarının inançlarını sürdürmek isteyenler, kendi inançlarını yaşamak adına, aşağıdaki ayetin de aynı mantıkla anlamını değiştirmekten çekinmemişlerdir.
Nahl 89: Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. SANA BU KİTABI; HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik. (Diyanet meali)
Allah, elçisine gönderdiği Kuran dan bahsederek, mahşer günü seni Müslümanlara şahit olarak getireceğimiz günü düşün dedikten sonra, şahit olarak sorumlu tutacağı Kuran için, bakın ne diyor. SANA BU KİTABI, HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA OLSUN DİYE GÖNDERDİK. Demek ki Allah bizleri doğru yola iletecek, bizler için müjde olan Kuran da, her bilgiyi açıklamış olduğunu söylüyor. Ama Kuran da her şeyin olamayacağına kendisini inandıranlar, bu ayetin hükmünü de örtmek ve batıl inançlarına devam etmek isteyenler, bakın nasıl bir örnek veriyorlar ayetin anlamını saptırmak adına.
HER ŞEYDEN; MAKSAT TÜM ŞEY DEĞİLDİR, bundan maksat, umum ifade edip husus bildirmektir, tıpkı şu ayette geldiği gibi dikkatli okuyalım, Allah şöyle buyurur: O (RÜZGÂR), RABBİNİN EMRİYLE HER ŞEYİ YIKAR, MAHVEDER. (Ahkaf25) Ayet, Ad ve Semud kavminin üzerine gönderilen rüzgârın her şeyi darmadağın ettiğini haber verir. "Bu kavimlerin elebaşı, diyarları, elde ettikleri yerle bir oldu" denilir. Peki, yeryüzün hepsi mi yerle bir oldu sadece Ad ve Semud kavmi mi? Elbette ki "Ad ve Semud helak oldu Yeryüzü olmadı" denilir.
Değerli kardeşlerim, bizler nefsimizi memnun etmek adına, işte ayetlerin anlamları ile böyle oynuyoruz. Söylediklerini ve verdiği örnekleri karşılaştıralım. Allah Nahl 89. ayetinde peygamberimizin, mahşer günü bizlerin üzerine şahit olarak çağrılacağından bahsediyor ve şahitliğini de, DAHA ÖNCE SİZLERİ SORUMLU TUTUYORUM DEDİĞİ Kuran dan yapacağını ve bu kitabın gönderilme nedenini açıklıyor ve diyor ki Yaradan; SANA BU KİTABI, HERŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA OLARAK GÖNDERDİK. Peki, her şey kelimesini sınırlayıp, farklı anlamalara çekenler nasıl bir örnek vermişler ona bakalım. Allah cezalandıracak kavmin üzerine rüzgâr, fırtınalar gönderip, HER ŞEYİ yıkıyor mahvediyor. Diyorlar ki burada her şeyi mahvediyor derken, bütün dünyayı değil, yalnız cezalandırılması gereken kavimden bahsediyor. İyide bu örnekte anlatılan ile Kuran da her şeyin açıklanmış olmasını nasıl örnek verip karşılaştırırız? Birisinde Allah sorumlu olduğumuz Kuran da, bizlerin sorumlu olduğu her şeyin açıklandığını söylüyor, diğerinde bir kavmin cezalandırılması ve bu kavmin her şeyiyle yok olduğu anlatılıyor.
İşte bizler ayetlerin anlamlarını böyle saptırmaya çalışıyoruz, peki neden? Sırf atalarının Kuran da bahsedilmeyen, batıl inançlarını yaşamak adına. Allah emin olmadığınız bilginin ardına düşmeyin. Kuran ın ipine sarılın dedikten sonra, Kuran da her bilginin olmadığına inanmak, bizleri yaratan Rabbimize çok büyük saygısızlıktır hatırlatırım. Şöyle düşünün lütfen, ALLAH ZUHRUF 44. AYETİNDE, SİZLERİ KURAN DAN SORUMLU TUTUYORUM DEDİKTEN SONRA, SORUMLU TUTTUĞU KİTAPTA, BİZLERİN İMTİHANI ADINA, HER BİLGİNİN OLAMAYACAĞINI NASIL SÖYLERİZ VE BUNA İNANIRIZ?
Kuran da imtihanımız adına, sorumlu olduğumuz her bilginin olduğuna kanıt, bazı örnek ayetler sizlere hatırlatmak istiyorum. Tüm bunlara inanmak tabi sizlere kalmış. Hepimiz kendi imtihanımızı yaşıyoruz. Yorum ve karar sizlerin.
Araf 174: Belki inkârdan dönerler diye AYETLERİ BÖYLE AYRINTILI BİR ŞEKİLDE AÇIKLIYORUZ. (Diyanet vakfı meali)
Araf 3: (Ey insanlar) RABBİNİZDEN, SİZE İNDİRİLENE UYUN ve O'ndan başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! ( Elmalı meali)
Ankebut 51: KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ?[419] Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır. (Diyanet meali)
Araf 185: Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O HALDE KUR'AN'DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR? (Diyanet vakfı meali)
Araf 174: Hakka dönsünler diye işte ayetleri böylece AYRI AYRI AÇIKLIYORUZ. (Diyanet meali)
İsra 89: Andolsun, biz bu Kuranda insanlara HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK. Yine de insanların çoğu ancak inkârda direttiler. (Diyanet meali)
Araf 52: Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere AÇIKLADIĞIMIZ BİR KİTAP GETİRDİK. (Diyanet vakfı meali)
Nur 34: Andolsun ki biz size (gerekeni) AÇIK AÇIK BİLDİREN ÂYETLER, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvâya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik. (Diyanet vakfı meali)
Nisa 174: Ey insanlar! ŞÜPHESİZ SİZE RABBİNİZDEN KESİN BİR DELİL GELDİ ve size apaçık bir nur indirdik ( Diyanet vakfı meali)
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/?ref=aymt_homepage_panel
HALUK GÜMÜŞTABAK/ KUR'AN A DAVET.
BATILDAN UZAK, İSLAMI YAŞAYABİLMEK.
hakyolkuran