MeLiss
FCTS Üye
- Katılım
- 23 Mar 2014
- Mesajlar
- 19
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
ARIZONANIN Phoenix şehrinde, 26 yaşında bir anne, hastanede lösemiden ölmek üzere olan oğlunun yanıbaşında duruyordu. Kalbi üzüntüyle dolmasına rağmen, kesin kararlıydı, oğlunun son günlerini mutlu geçirmesini sağlayacaktı. Elbette her anne gibi, o da, oğlunu büyütmek ve onun hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak istiyordu.
Oğlunun elini tuttu ve:
Billy, büyüyünce ne olmak isterdin? Hayattan en çok istediğin şey neydi? diye sordu.
Billy:
Anne ben her zaman büyüyünce itfaiyeci olmak istedim diye cevap verdi.
Anne gülümsedi ve:
Elimden geldiği kadar hayalini gerçekleştirmeye çalışacağım bi tanem dedi.
Ertesi gün yerel itfaiye departmanına gitti ve orada şehrin tanınmış itfaiyecilerinden Şef Bob ile tanıştı. Ona oğlunun durumunu ve son istediğini söyleyerek, oğlunun itfaiye merkezini gezmesinin mümkün olup olmadığını sordu.
Bob:
Bundan daha iyisini yapabiliriz. Eğer oğlun Çarşamba sabahı burada hazır olursa, o gün için onu itfaiyeci yaparız. Bizimle çalışır, birlikte yemek yeriz ve yangın yerlerine gideriz. Hatta onun için Phoenix İtfaiye Müdürlüğünün amblemi olan üniforma bile diktirebiliriz dedi.
Üç gün sonra itfaiyeci Bob, Billye üniformasını giydirdi. Billyi hastanedeki odasından itfaiye arabası ile aldı.
Billy arabaya bindi ve itfaiye merkezine gitti. Kendisini çok mutlu hissediyordu. O gün, üç yangın ihbarı alındı ve Billy üçüne de gitti.
Farklı türden arabalara bindi. Hatta şefin arabasına bile bindirdiler onu. Günün sonuna doğru, bir yerel televizyonun haber programına katıldı. En büyük hayali fazlasıyla gerçek olmuştu.
Doktorlar bu moral ve sevgiyle Billyin tahmin ettiklerinden üç ay daha fazla yaşadığını söylüyorlardı.
Bir gece ansızın Billyin bütün yaşam fonksiyonları kötüleşti. Başında duran hemşire, Billyin yalnız başına ölmemesi için sevdiklerine haber verdi. Ailesini aradı, ayrıca Billyin bir gününü itfaiyeci olarak geçirdiğini hatırladı ve itfaiye merkezini arayarak, Billyin ölmek üzere olduğunu, üniformalı bir itfaiyeciyi göndermelerinin mümkün olup olmadığını sordu.
Şef:
Bundan daha iyisini yapacağız. Beş dakika içinde orada olacağız. Bana bir iyilik yapar mısınız? Siren seslerini duyduğunuzda yangın olmadığını anons eder misiniz? Sadece itfaiye departmanı, en iyi elemanlarından birisini görmeye geliyor olacak. Sizden bir ricam daha olacak. Billyin odasının penceresini açın lütfen?
Beş dakika sonra itfaiye aracı hastaneye vardı. Merdivenlerini Billyin odasının penceresine dayadılar ve annesinin izniyle bütün itfaiyeciler tek tek Billye sarıldılar ve onu ne kadar çok sevdiklerini söylediler.
Ölmek üzere olan Billy, Şef Boba baktı ve:
Şef, ben gerçekten şimdi itfaiceyi mi oldum? diye sordu. Şef ise:
Billy sen şefsin dedi ve Billy, bütün çocuklar gibi cennete gitti.
Oğlunun elini tuttu ve:
Billy, büyüyünce ne olmak isterdin? Hayattan en çok istediğin şey neydi? diye sordu.
Billy:
Anne ben her zaman büyüyünce itfaiyeci olmak istedim diye cevap verdi.
Anne gülümsedi ve:
Elimden geldiği kadar hayalini gerçekleştirmeye çalışacağım bi tanem dedi.
Ertesi gün yerel itfaiye departmanına gitti ve orada şehrin tanınmış itfaiyecilerinden Şef Bob ile tanıştı. Ona oğlunun durumunu ve son istediğini söyleyerek, oğlunun itfaiye merkezini gezmesinin mümkün olup olmadığını sordu.
Bob:
Bundan daha iyisini yapabiliriz. Eğer oğlun Çarşamba sabahı burada hazır olursa, o gün için onu itfaiyeci yaparız. Bizimle çalışır, birlikte yemek yeriz ve yangın yerlerine gideriz. Hatta onun için Phoenix İtfaiye Müdürlüğünün amblemi olan üniforma bile diktirebiliriz dedi.
Üç gün sonra itfaiyeci Bob, Billye üniformasını giydirdi. Billyi hastanedeki odasından itfaiye arabası ile aldı.
Billy arabaya bindi ve itfaiye merkezine gitti. Kendisini çok mutlu hissediyordu. O gün, üç yangın ihbarı alındı ve Billy üçüne de gitti.
Farklı türden arabalara bindi. Hatta şefin arabasına bile bindirdiler onu. Günün sonuna doğru, bir yerel televizyonun haber programına katıldı. En büyük hayali fazlasıyla gerçek olmuştu.
Doktorlar bu moral ve sevgiyle Billyin tahmin ettiklerinden üç ay daha fazla yaşadığını söylüyorlardı.
Bir gece ansızın Billyin bütün yaşam fonksiyonları kötüleşti. Başında duran hemşire, Billyin yalnız başına ölmemesi için sevdiklerine haber verdi. Ailesini aradı, ayrıca Billyin bir gününü itfaiyeci olarak geçirdiğini hatırladı ve itfaiye merkezini arayarak, Billyin ölmek üzere olduğunu, üniformalı bir itfaiyeciyi göndermelerinin mümkün olup olmadığını sordu.
Şef:
Bundan daha iyisini yapacağız. Beş dakika içinde orada olacağız. Bana bir iyilik yapar mısınız? Siren seslerini duyduğunuzda yangın olmadığını anons eder misiniz? Sadece itfaiye departmanı, en iyi elemanlarından birisini görmeye geliyor olacak. Sizden bir ricam daha olacak. Billyin odasının penceresini açın lütfen?
Beş dakika sonra itfaiye aracı hastaneye vardı. Merdivenlerini Billyin odasının penceresine dayadılar ve annesinin izniyle bütün itfaiyeciler tek tek Billye sarıldılar ve onu ne kadar çok sevdiklerini söylediler.
Ölmek üzere olan Billy, Şef Boba baktı ve:
Şef, ben gerçekten şimdi itfaiceyi mi oldum? diye sordu. Şef ise:
Billy sen şefsin dedi ve Billy, bütün çocuklar gibi cennete gitti.