Ate$.DagL!
Bay Tasarımcı
- Katılım
- 7 Ara 2019
- Mesajlar
- 530
- Tepkime puanı
- 2
- Puanları
- 0
Bir evliliğin yürümesi için hangisi gerekli? Aslında bu konu biraz karışık. Sadece aşk bir evliliğin yürümesi için yeterli değil. Demek ki ortasını bulmak gerek...
Evliliğin en temel nedeni aşk olmalı. Bu konuda hiçbir şüphe yok. Ama evlilik aşktan öte bazı şeyler ister. Çünkü çok uzun solukludur. Bu yüzden başta duyulan heyecanlar zamanla yerini başka şeylere bırakır. Bunu olgunca kabul edenler için sorun yok. Onlar, aşktan sevgiliye yumuşak bir geçiş yapıp evliliklerini bu çerçevede daha uzun yıllar sürdürebilir. Ama ya kabul edemeyenler.
Eşlerden biri ya da her ikisi bu olgunluğa erişememişse, kendini eğitememişse ve evliliğin yanı sıra başka hiçbir uğraşı yoksa o zaman aşktan sevgiye geçişi bir türlü kabullenemeyecektir. Evlilikte derinden sarsılacaktır. Zaten boşanmaların büyük çoğunluğu aşkların parlayıp söndüğü ilk 5 yıl içinde gerçekleşmektedir. En sık görülen boşanma nedenlerinden biride aslında heyecanın bitmesidir.
Ruhsal Doyum Şart
Aşk bir boyutuyla aşık olunan insanın temel ruhsal ve duygusal gereksinmelerini sevgilisinde doyurması demektir. İnsan bu gereksinmelerinin ne olduğunu tam olarak bilmese bile bir doyum duygusu tadar. Evlilik süresince çoğu zaman farkında bile olunmadan bu duygusal gereksinmeler değişir. İşte eşlerden birinin bu değişimi anlamaması duyarsız ve tepkisiz kalması, bir boşluk duygusunun doğmasına yol açacaktır. Ruhsal gereksinmeleri tam olarak karşılanmayan eş kendisinin bir yerde eşinin ise başka bir yerde olduğunu düşünür.
Bazı şeyler bir gün şaşılacak bir biçimde aralarında konuşulacak hiçbir şey kalmadığını fark eder. Diğer dostlarıyla konuşmakta zevk aldıkları konuları eşlerine açmak, onları tartışmak gelmez içlerinden. Bu başlangıçta heyecanın sağlam bir arkadaşlıkla desteklenmemiş olduğunun göstergesidir.
Çocuk Kurtarır mı ?
Çocuğun evlilik için kurtarıcı fikri son derece yanlış. Ancak evliliğin başka bir boyuta geçmesini sağladığı da gerçek. Çocuk mutluluk verebileceği gibi evlilik içinde ki sorunları artırabilir de... çocuk doğana kadar serbest kaygısız bir yaşam sürdüren çiftler bir den bire ağır bir sorumluluğu yüklenince sıkıntı duyabilir, hatta ruhsal çöküntü içine de girebilirler.
Çocukla birlikte gelen bir başka sorunda özellikle kadında yaşanan cinsel isteksizliktir. Kadının kendini çocuğa adaması, eşini ihmal etmesi, evde aradığı ilgiyi bulamayan erkeğin gözünü dışarı dikmesi anlamına gelir. Bu da kaçınılmaz bir sonuç doğurur aldatma... elbette bu cinsel soğukluk sadece kadında yaşanmaz. Erkekte eşinin hamilelikten sonra bozulan vücudunu kabul etmekte zorlanabilir. Bu durumda yapılması gereken çocuk yapma kararını birlikte almak ve en iyi zamanı kollamaktır. Sonuçların iyice düşünüp buna eşlerin birbirini hazırlaması gerekir.
Bencilliğin Sonucu
Bencillik ve hoşgörüsüzlük de boşanmanın en büyük nedenlerindendir. Eşlerden birinin diğerini ihmal ederek kendi başına yada arkadaşlarıyla eğlenmesi en çok şikayet konusu olan noktalardan biridir. Bu daha çok kadınların yakındıkları bir sorundur. Burada önemli nokta kişinin karsına ya da kocasına sadece bir eş olarak değil aynı zamanda bir sosyal varlık olarak da görebilmesidir. Bir eşi sadece evin ekmeğini kazanan adam yada ev kadını ve çocukların annesi olarak görmek sonunda evliliği çıkmaza sokar.
Cinsellik Çok Önemli
Bir evliliğin yürümesinde en büyük etken cinsel uyumdur. Birbirini anlayan eşler arasında cinsellik önemli bir sorun çıkarmaz. Evlilik aynı zamanda karşılıklı cinsel eğitim süreci olarak da görülebilir. Zaman içersinde kadın ve erkek birbirinin cinsel eğilim ve kapasitelerine uyum gösterebilir. Cinsel uyumsuzluk çoğu zaman başka bir anlaşmazlığın sonucudur. Kadın ve erkek cinsel birleşmeyi reddederek birbirinden öç alırlar.
Sonuçta aşkla başlayan evliliğin akıl çerçevesine oturtmakta fayda var. Sevmediğiniz biriyle evlenemezsiniz. Yada sırf aşıksınız diye sizinle yaşam tarzı hiç uymayan biriyle aynı evi paylaşamazsınız...
Evliliğin en temel nedeni aşk olmalı. Bu konuda hiçbir şüphe yok. Ama evlilik aşktan öte bazı şeyler ister. Çünkü çok uzun solukludur. Bu yüzden başta duyulan heyecanlar zamanla yerini başka şeylere bırakır. Bunu olgunca kabul edenler için sorun yok. Onlar, aşktan sevgiliye yumuşak bir geçiş yapıp evliliklerini bu çerçevede daha uzun yıllar sürdürebilir. Ama ya kabul edemeyenler.
Eşlerden biri ya da her ikisi bu olgunluğa erişememişse, kendini eğitememişse ve evliliğin yanı sıra başka hiçbir uğraşı yoksa o zaman aşktan sevgiye geçişi bir türlü kabullenemeyecektir. Evlilikte derinden sarsılacaktır. Zaten boşanmaların büyük çoğunluğu aşkların parlayıp söndüğü ilk 5 yıl içinde gerçekleşmektedir. En sık görülen boşanma nedenlerinden biride aslında heyecanın bitmesidir.
Ruhsal Doyum Şart
Aşk bir boyutuyla aşık olunan insanın temel ruhsal ve duygusal gereksinmelerini sevgilisinde doyurması demektir. İnsan bu gereksinmelerinin ne olduğunu tam olarak bilmese bile bir doyum duygusu tadar. Evlilik süresince çoğu zaman farkında bile olunmadan bu duygusal gereksinmeler değişir. İşte eşlerden birinin bu değişimi anlamaması duyarsız ve tepkisiz kalması, bir boşluk duygusunun doğmasına yol açacaktır. Ruhsal gereksinmeleri tam olarak karşılanmayan eş kendisinin bir yerde eşinin ise başka bir yerde olduğunu düşünür.
Bazı şeyler bir gün şaşılacak bir biçimde aralarında konuşulacak hiçbir şey kalmadığını fark eder. Diğer dostlarıyla konuşmakta zevk aldıkları konuları eşlerine açmak, onları tartışmak gelmez içlerinden. Bu başlangıçta heyecanın sağlam bir arkadaşlıkla desteklenmemiş olduğunun göstergesidir.
Çocuk Kurtarır mı ?
Çocuğun evlilik için kurtarıcı fikri son derece yanlış. Ancak evliliğin başka bir boyuta geçmesini sağladığı da gerçek. Çocuk mutluluk verebileceği gibi evlilik içinde ki sorunları artırabilir de... çocuk doğana kadar serbest kaygısız bir yaşam sürdüren çiftler bir den bire ağır bir sorumluluğu yüklenince sıkıntı duyabilir, hatta ruhsal çöküntü içine de girebilirler.
Çocukla birlikte gelen bir başka sorunda özellikle kadında yaşanan cinsel isteksizliktir. Kadının kendini çocuğa adaması, eşini ihmal etmesi, evde aradığı ilgiyi bulamayan erkeğin gözünü dışarı dikmesi anlamına gelir. Bu da kaçınılmaz bir sonuç doğurur aldatma... elbette bu cinsel soğukluk sadece kadında yaşanmaz. Erkekte eşinin hamilelikten sonra bozulan vücudunu kabul etmekte zorlanabilir. Bu durumda yapılması gereken çocuk yapma kararını birlikte almak ve en iyi zamanı kollamaktır. Sonuçların iyice düşünüp buna eşlerin birbirini hazırlaması gerekir.
Bencilliğin Sonucu
Bencillik ve hoşgörüsüzlük de boşanmanın en büyük nedenlerindendir. Eşlerden birinin diğerini ihmal ederek kendi başına yada arkadaşlarıyla eğlenmesi en çok şikayet konusu olan noktalardan biridir. Bu daha çok kadınların yakındıkları bir sorundur. Burada önemli nokta kişinin karsına ya da kocasına sadece bir eş olarak değil aynı zamanda bir sosyal varlık olarak da görebilmesidir. Bir eşi sadece evin ekmeğini kazanan adam yada ev kadını ve çocukların annesi olarak görmek sonunda evliliği çıkmaza sokar.
Cinsellik Çok Önemli
Bir evliliğin yürümesinde en büyük etken cinsel uyumdur. Birbirini anlayan eşler arasında cinsellik önemli bir sorun çıkarmaz. Evlilik aynı zamanda karşılıklı cinsel eğitim süreci olarak da görülebilir. Zaman içersinde kadın ve erkek birbirinin cinsel eğilim ve kapasitelerine uyum gösterebilir. Cinsel uyumsuzluk çoğu zaman başka bir anlaşmazlığın sonucudur. Kadın ve erkek cinsel birleşmeyi reddederek birbirinden öç alırlar.
Sonuçta aşkla başlayan evliliğin akıl çerçevesine oturtmakta fayda var. Sevmediğiniz biriyle evlenemezsiniz. Yada sırf aşıksınız diye sizinle yaşam tarzı hiç uymayan biriyle aynı evi paylaşamazsınız...